AYLAK DERGİ

AHİ SÜVARİ’DEN MEKTUP VAR

Ben, bu sahnede öğrendim tiyatroyu, yirmi küsur yıl önce adım attım bu sahneye. O zamanlar gencecik, eli yüzü pak, safderun bir delikanlıydım. Şimdilerde Beyoğlu sokaklarında, çıkmaz yollarda, metruk binalarda yaşayan, geçimini gasp, hırsızlık veya dilencilikle sağlayan keşin tekiyim. Anladın mı? Geçim dediğime bakma be şarap paramız çıksın yeter. Çoğu sabaha soğuk kaldırım taşında, kusmukların başında uyanmak, insana koyuyor. Ulan ne boş yaptık yine, olaya bak. Kusura bakmayın komiserim ya da beni bulan hizmetli (Ruşen ağbi sen misin? Selam ağbi) . Şimdi “ulan bu Ahi buraya nasıl girdi” diyorsunuz, sanki galiba. Ben tiyatrocuyum hocam, anladın mı? Tiyatro bana, ben tiyatroya gibisinden.  E! Tabi, hırsızlığında bana kattıklarıyla daldım içeri, aman korkmayın, hiçbir yere zarar vermeden girdim ve tabi kulisten girdim sahneye, tiyatrocuyum ben ağbi. Ulan muhterem ağbi, kovmasaydın beni şu tiyatrodan n’olurdu be. Ben bu tiyatroya yirmi yılımı verdim be, n’olmuş yani kasadan üçyüz aldıysam sıkışıktık. sen de vermedin yani. Buradan kovdun kovdun, ulan bari diğer tiyatrolara demeseydin “bunu almayın hırsızdır” diye. Hakikaten kimse almadı, iyi mi? Aç kaldım lan ben. Bak bu kıyafetlerim, son oyunun kostümleri. Hele bu iskarpinler, pas parlaktı, şimdi ne haldeler. Altı sene giyindim lan bunları, boru mu? Hiç çıkarmadım değil, arada çaldıklarımızı da giydim de bunları bugün özellikle giymek istedim. Of ulan! Fasülyeciyan’ı ben oynuyordum, Haldun usta mükemmel bir tirat yazmış. Eyvallah o tirat da bana düşmüş. Şimdi tam o tiradı yaşıyorum. “ZATEN AKTÖR DEDİĞİN NEDİR Kİ? “oynamak geçiyor içimden, sürmeli yak spotları, baba giriyor role. Şaka ulan şaka. Sahne kapkaranlık, hatıralar fısır fısır konuşuyorlar, ustanın deyimiyle. Anladın mı? Neyse bu akşam, soğuk ve ıslak kaldırımda yatmayacağım ya ona seviniyorum. Ben Ahi, ağbi, Ahi! Tiyatrocuyum. Şimdi yirmi yıllık oyuncu yok, ben bu sahnede oyuncu değilim, kovulduğum tiyatroda yönetmenim, muhterem hocadan daha güzel bir oyun hazırladım. Dekor olarak bi darağacı düşündüm tutmaz, “bu oyun politik” derler falan. Hah hah. anladın mı? İcabında. Bakın,  bunlar benim oyuncularım, bakın efendim, bu SAR9, bu da onun küçük mermisi. Hikaye basit bu silahın içindeki mermi benim beynime girecek ve perde. Bu bir intihar mektubu değil veda şeysidir. Ben hayata değil, tiyatroya veda ediyorum, tiyatro yoksa benim hayatımda yoktur. Anladın mı? Hadi eyvallah. Oynayın ulan çocuklar! Ben bu sahnede doğdum ve yine bu sahnede ölüyorum. 

                                                                                                          Ahi süvari 

Abone Ol

Yeni sayılarımızdan haberdar olmak için
ücretsiz abone olabilirsiniz.