Pandemide özel tiyatroların, tiyatrocuların sanatseverler olarak içimizi burkan yaşadıklarını sizden dinleyerek röportaja başlamak istiyorum. Tabi öncesinde şunu söylemek gerek pandemi dönemindeki çalışmalarınızla tiyatroları biz sanatseverler ile buluşturacak altın değerinde projeniz var. Tebrik ederim.
- Tiyatronun dijitale taşınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Dijitalleşme, tiyatroyu teknik bakımından dönüşüme uğratır mı?
Tiyatro eserlerinin dijitale taşınmasını şu an çağın gerekliliği olarak yorumlayabiliriz; fakat dijitale taşınan şeyin tiyatro olup olmadığı yeni bir tartışma konusu olacak bence. Tiyatro binlerce yıllık bir sanat, bugüne gelene kadar birçok dönüşüme uğradı; amfi tiyatrolardan karanlık salonlara girdi, görkemli tiyatro salonlarından çıkıp alternatif pek çok mekanda hayat buldu. Teknik olarak elbette bir dönüşüme uğrayacaktır kuşkusuz. Ancak estetik ve varoluşsal olarak nasıl bir zemine taşınacak, bunu öngörmek ve tartışmak için biraz erken bence…
- Tiyatro karanlık çağını yaşadı, yaşıyor diyebilir miyiz?
Dünyanın farklı yerlerinde farklı zamanlarda pek çok çağ yaşandı/yaşanıyor. Zaman ve coğrafya çizgisel bir zeminde ilerlemiyor. Ülkemizde ise pek çok açıdan zor bir çağ yaşanıyor; ama tiyatro adına karanlık bir çağ demek ne kadar doğru olur bilmiyorum. Hem ekonomik hem de ideolojik/siyasi bunca zorluğa rağmen tiyatro hep var; var olmaya da devam edecek. Tiyatro sadece topluma ve erk sahiplerine ayna tutmaz; aynı zamanda birlikte yaşama kültürünün gelişimine katkıda bulunur. Tiyatro, hayatın ve iktidarların aldıkları kararların olumsuz yönlerine odaklanmaz sadece; iyiye ve doğruya giden yolda önermelerde de bulunur. Belki de bu sebeple yaşanan çağ ne kadar karanlık olursa olsun tiyatro, hep o karanlığın içinde yakılmış bir meşale olacaktır.
- Tiyatro Kooperatifi’nin temellerini kimler oluşturdu, bu fikir ilk nasıl doğdu?
Tiyatro Kooperatifi, 13 özel tiyatronun birlikteliğiyle bir girişim olarak Mayıs 2018’de yola koyuldu (Altıdan Sonra Tiyatro/Kumbaracı50, Craft Tiyatro, DasDas, GalataPerform, ikincikat, Kadıköy Emek Tiyatrosu, Mam’Art Tiyatro, moda sahnesi, NoAct Sahne, oyun atölyesi, Semaver Kumpanya, Tiyatro(Hâl), Yolcu Tiyatro). Özel tiyatrolar uzun zaman boyunca çeşitli yollarla örgütlenme girişimlerinde bulundu fakat yaşanan zamanın koşullarında bu çabalar hep sönümlendi. Bunun gerekçelerinden biri de belki doğru örgütlenme modelinin ne olacağına karar verilememesiydi. Fakat “kooperatif” çatısı altında örgütlenmenin bizim alanımız için en doğru karar olacağını düşündük ve sanırım pek de yanılmadık bu konuda. Çünkü alanımızın en büyük problemlerinden biri özel tiyatroların yaşadığı ekonomik sıkıntılardı. Biz de aynı ekonomik bir örgütlenme modeli olarak kooperatifçiliği seçtik. Hatta hedeflerimiz doğrultusunda bir sivil toplum kuruluşu gibi çalışabilmek için de “sosyal kooperatif” olmaya karar verdik.
- Tiyatro Kooperatifi’nin bünyesinde kaç tiyatro var?
26 Haziran 2019’da resmi kuruluşunu gerçekleştiren Tiyatro Kooperatifi’nin bünyesinde şu an 64 özel tiyatro var, listesini bağlantıda görebilirsiniz.
- Tiyatro Kooperatifi olarak girişimlerde bulunarak bakanlık başta olmak üzere birçok merci ile iletişim kurdunuz. Bugün geldiğimiz noktada iyileşmeler oldu mu, şu an özel tiyatrolarımızın durumu nedir?
Tiyatro Kooperatifi olarak henüz 1. yaşını doldurmadan küresel Covid-19 salgınının içinde bulduk kendimizi. Pandemi sebebiyle, neredeyse emeklerken koşmak zorunda kalan bir kuruma dönüştük. Bu doğrultuda alanımızla ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla, başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere, süratli bir iletişim kurduk. Ekonomik olarak zaten çok zor şartlarda çalışan özel tiyatrolar, ne yazık ki pandemi sebebiyle hayatta ve ayakta kalma mücadelesine girmek zorunda kaldı. Bu süreçte kapanan sahneler oldu maalesef. Ülkemizin neresinde olursa olsun bir tiyatro sahnesini veya topluluğunu kaybetmek tarifsiz bir acı; çünkü kültürel mirasımız gözlerimizin önünde eksiliyor demek… Bu kayıpların yanı sıra mesleklerinden uzaklaşmak zorunda kalan birçok sanat emekçisi de oldu; hatta bazıları ekonomik şartların ağırlığı yüzünden mesleklerinden vazgeçmek zorunda kaldı ne yazık ki… Bu süreçte bakanlıkça yapılan destekler de oldu fakat dünyayla da kıyasladığımızda yeterli olmadı. Alanımıza dair çok fazla yapısal iyileştirmeye ve düzenlemeye ihtiyacımız var. Bu sürecin olumlu yanı olarak belki de Kültür ve Turizm Bakanlığı ile düzenli olarak görüşmeler yapıyor olmamızı ve üzerinde çalıştığımız konularda ileriye dönük somut adımların atılmaya başlanmasını sayabiliriz.
- Ticaret Kanununa göre tacir statüsünde olan özel tiyatrolar için yasal düzenleme oldu mu, önerilen çözümler yeterli kaldı mı?
21. Yüzyılda dünya standartlarında tiyatro ortamını tesis edebilmek ve gelişmiş ülkelerde olduğu gibi sanat üreticilerinin “ticari” statüden ziyade “toplum yararına faaliyette bulunan” kurumlara dönüşmeleri üzerine yoğun bir çalışmamız var. Geniş bir mevzuat çalışması bu; hem özel tiyatroların üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi hem sigortalanma mevzuatının bize özgülenmesi hem de alanımızın tanımlanması için çaba harcıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bu konuya dair dosyamızı sunduk ve olumlu karşılık aldık; şu an dosyamızı tüm detaylarıyla tamamlamak üzere alanımızdaki tüm bileşenlerle fikir alışverişi yapıyoruz. Süreç aslında şimdi başlıyor diyebiliriz.
- Salon kapasiteleri, pandemi koşullarına yeterli mi?
Pandemi sebebiyle geçtiğimiz yıl alınan karar doğrultusunda salon kapasiteleri düşürüldü biliyorsunuz. Fakat yeni yayınlanan genelge ile aşı kartı/negatif PCR sonucu ile kapasitelerin artırılması bekleniyor. Aksi takdirde zaten ekonomik olarak çok zor koşullarda hayatta kalmaya çalışan özel tiyatrolar için yaşam alanı daha da daralır.
- Türkiye’deki yerel yönetimlerden beklentileriniz neler? Kendi bölgelerindeki özel tiyatrolar için neler yapabilirler?
Dünyada gelişmiş ülkelerde özel tiyatroların en önemli paydaşlarından biri bağlı bulundukları yerel yönetimlerdir. Elbette her ülkenin mevzuatı değişkenlik gösteriyor fakat ülkemizde bu ilişki ne yazık ki doğru kurgulanmamış. Birer sanat kurumları olan özel tiyatrolar, toplum yararına faaliyette bulunurlar. Aynı zamanda bulundukları bölgeler için de çeşitli katma değerler üretirler. Örneğin bir bölgede yeni bir sahne açılırsa o bölgenin tüm demografik yapısı bir süre sonra olumlu anlamada dönüşmeye başlar. Bu dönüşüm sadece sosyal bir dönüşüm olmakla sınırlı kalmaz; ekonomik olarak da o bölgenin gelişimine katkıda bulunur. Kültür-sanat hayatı bir bölgede ne kadar gelişmiş olursa, o bölgenin refah seviyesi de her anlamda artar. Bu gerçeğin göz ardı edilmemesi çok önemli. Tabii ki ülkemizdeki mevzuatların da bu gerçeğe uyumlanması gerekiyor; fakat üzülerek belirtmek isterim ki özellikle pandemi döneminde yerel yönetimler de özel tiyatrolara destek olma konusunda pek başarılı olamadı… Yerel yönetimlerin özel tiyatrolara uzun vadede sürdürülebilir katkılar sunmaları çok önemli. Öncelikle “paydaşlık” kültürünün sağlanması gerekiyor sanırım…
- Tiyatro Kooperatifi’nin ileriye dönük planları nelerdir?
Kuruluş aşamasında hedeflerimizi kabaca 3’e ayırmıştık; kısa vadede özel tiyatroların üzerindeki maddi yükü hafifletmek, orta vadede gelirlerini artırıcı çalışmalarda bulunmak ve uzun vadede mevzuat değişiklikleri ile 21. yüzyılda dünya standartlarında tiyatro yapabileceğimiz alanı tesis etmek. Pandemi süreci, uzun vadeli hedeflerimizi öne çekti ve bu doğrultudaki çalışmalarımıza hız verdik. Bu çalışmaların gerçekleştiği günleri görmek için sabırsızlanıyoruz. Ayrıca, Türkiye’nin farklı bölgelerinde faaliyet gösteren 7 tiyatro kooperatifinin bir araya gelerek oluşturduğu Kooperatif Birliği Girişimi çalışmaları da devam ediyor. Aynı zamanda birer sosyal kooperatif olan bu girişimin bileşenleri (İstanbul’da faaliyet gösteren Tiyatro Kooperatifi, Güneydoğu Anadolu bölgesinde faaliyet gösteren Ahura Tiyatro Kooperatifi, Akdeniz Bölge Tiyatro Kooperatifi Girişimi, İçAnadolu bölgesinde faaliyet gösteren Ankara Tiyatro Kooperatifi, Ege Tiyatro Kooperatifi, Güney Marmara Tiyatro Kooperatifi, Karadeniz Tiyatro Kooperatifi); özel tiyatroların güçlendirilmesi, bu alandaki üretim ve uygulama süreçlerinin iyileştirilmesi ve dayanışma kültürünün geliştirilmesi amacıyla çalışıyor. Şu anda 116 özel tiyatroyu temsil eden güç birliği, önümüzdeki dönemde resmi bir kooperatif birliği kurmak üzere hazırlıklarını sürdürüyor.
- Tiyatro kooperatifi olarak düzenlediğiniz Yaz Buluşmaları hakkında okurlarımıza söylemek istedikleriniz var mı? Salgın nedeniyle izleyicilerden uzun süre ayrı kalan tiyatrolara güç vermek amacıyla düzenlenen bu etkinlikler için izleyici neler yapabilir?
Tiyatro Kooperatifi Yaz Buluşmaları Fenerbahçe Parkı’nda çocuk oyunlarıyla başladı. Ağustos’ta Caddebostan’da Anadolu Efes’in desteğiyle Mavi Sahne’deydi ve Eylül’de Ataşehir’de yetişkin oyunlarıyla devam ediyor. Kadıköy ve Ataşehir belediyelerinin katkılarıyla düzenlediğimiz Yaz Buluşmaları’nda toplamda pek çok özel tiyatro seyircileriyle buluşuyor. Pandemi koşullarına uygun olarak düzenlenen Yaz Buluşmaları’nın programı oldukça zengin. Fiziksel olarak gelemeyecek seyircilerimiz için de farklı bilet kategorileri ve oyun destekçisi olma seçeneği var. 25 Eylül’e kadar devam edecek etkinliklerimizin biletleri Mobilet’te. Bu süreçte birlikte çalışmanın hazzını, seyirciyle buluşmanın özlemini paylaşıyoruz. Elbette elde edilen gelir de etkinlikte yer alan tiyatrolara aktarılacak ve bir nebze olsun maddi katkı sağlayacak.