Sanattan edebiyattan tiyatrodan bahsetmek isterim tabii.
Fakat son yıllarda gördüğüm, tattığım, dokunduğum, anladığım şey;
İnsanın insana ETTİĞİ; tam da bu üretimlerin içindeyken
Mutfağın temiz olmadığını görüp size kremalı pastaların tadını anlatacak değilim.
Önce iyi bir psikoloğa. . .
“Konuşmanın yükünü karşı tarafa taşıtmak!”
Rodnay William Whitaker’ ın cümlesiyle tanıştım az önce. Dikkatli olmazsak nasıl da büyük tehlikelere gebe kurduğumuz cümleler. Çünkü cümlelerin dönüp dolaşıp, çıkıp geldiği o yer; Safi Yorum! Sanat gibi. O yüzden sanat hayat gibi, hayat sanat.
Hayatınızı nasıl yorumladığınız size yön gösteren bir harita!
O tamamlıyor.
O tanımlıyor.
Kendi hayatınızın yorumcuları, kendi hayatınızın sanatçıları sizsiniz.
Hiçkimsenin “sevmediği” dünyaca ünlü bir aktör şöyle der; “Size başarının değil ama başarısızlığın formülünü verebilirim _ HERKESE HOŞ GÖRÜNMEYE ÇALIŞIN!”
Bu cümlenin dışlanmış bir aktöre ait olması pek ironik.
Herkese iyi, hoş görünmek pek hoş da gerçekçi değil.
Sevilmek için yapmıyoruz bu işleri, her ne yapıyorsak faydamız olsun diye yapıyoruz; yani öyle olması gerekmez mi?
Farklı bir bakış açısı sunmak olsa derdi bir oyuncunun, bir yazarın, bir yönetmenin, bir yapımcının, bir editörün, bir yayıncının, bir menajerin, bir öğretmenin, bir şairin, bir ressamın, bir müzisyenin, bir tarihçinin, bir felsefecinin, bir psikoloğun, bir arkadaşın. . .
Bilmem. . .
Belki değişir işler.
Ürettiğinde safiyetle. . . Var oluşuna uygun. Dünyevi, kişisel her şeyi evrensele dökerek!
Çok sevdiğim bir yazarın sözünü hiç unutmuyorum tökezlediğimde; “SEVİLESİ BİRİ OLMAYI UNUTUN GİTSİN!” Diyor.
İşine bak abicim, demek benim nazarımda şu an.
İşine bak, tatlım.
İşine bak, canım.
İşine bak, kıymetlim.
Kendine bak.
Kendine iyi bak.
Hoş görünmeye çalışmak yerine gerçeği çarpıtmadan, kırmadan dökmeden yaşama sunmak mümkün.
Akılla hareket edip, sabırla emek vermek mümkün.
Kötüye sessiz kalıp, seviye azaltmamak mümkün.
Kendinden yana olmak, sonsuz kucaklamak mümkün.
Okumak yazmak, çabalamak, normale sığınmadan farklı bir ateşle etrafı ısıtmak, birilerine iyi gelmek mümkün.
Hoş görünmeye çalışmak bir süre idare eder seni ama Zaman yutmaz.
İnsan da bir süre. . .
Sonra o da yutmaz.
Yutmak ona iyi gelirse yutuyor gibi yapar.
Hayatı öyle yorumlar.
Sanatını öyle sunar.
Ama o salon mümkün değil dolmaz!
Biliyorum.
Gerçeğin ucundan yeni bakış açılarıyla. . .
Sanatın korumacı tatlı kanatlarıyla. . .
Uçuyorum!
Byeeeeeeee!