Gece vakti uyanılan bu araba yolculuğunda insan çocuk olsun yetişkin olsun, önce sallantının sebebini unutup, üzerine uzandığı rahatsız araba koltuğunu unutup nerede olduğunu şaşırıyor. Çocuk sıçrayarak uyanıyor. Yetişkin irkilerek uyanıyor. Belki yolun yarısı kadar uyumuştur, belki bir saatten az. Çocuk zamanla oyuncak kavgasına girmediği için kıyaslamalardan uzak, yetişkin ise hesaplarda: “Ne kadar kaldı acaba?” Yolun huzursuzluğu ve yası camlara ve koltuklara sinmiş. Yetişkin her şeyi biliyor, yetişkin olmak bilinçli olmayı getirir(!); fakat çocuk hissediyor: tanımlayamadığı bu şey yas. Bir yolun huzursuzluğu ve sıkıcılığı sindiyse arabaya ve hatta uykun da kaçtıysa gecenin bir vakti yapılacak yegane şey oyun bulmaktır. Oyun dışarıda.
Pencereden dışarı bakmak ilk adım. Karanlık. Gündüz aydınlık alan bu tarlalar şimdi karanlıkta, dağlar sessiz, sokak aydınlatmaları yok. “Ne garip!” diyor çocuk, “Sanki dağlar hala uyanık, sanki tarlaların uyumasını bekliyor.” Gündüz rengine mest olduğu tarlalar şimdi yapayalnız görünüyor çocuğa ve bir zamanların çocuğu olan yetişkine. Çocuk oyunu buldu! Yetişkin ise nasıl oyun oynandığını unutmuş, tek düşünebildiği “Yaşamın Ucuna Yolculuk”. Çocuk ise yetişkinliğinde yolları, tepeleri, uçları, acıları anlatan o kadın yazarın en sevdiği yazar olacağından habersiz koyuluyor eyleme.
Tarlalar çok yalnız, diyor çocuk. Tarlaları unutmuşlar, yapayalnız bırakmışlar. Üstünde uyanık bekleyen dağlar ve tepeler bile nasıl da yalnız hissettiriyor tarlaları. Gri, soğuk ve esintisiz… Gece yolculuğunda başka hiçbir şey bu kadar hüznü çağrıştıramıyor çocuğa. O bir çocuk. Ve de bir yetişkin. Peki, onlar da uykudan uyandıysa?
Oyun: Tarlaların rüyasını hatırlamaya çalışmak.
Belki hatırlarsak yalnız olmazlar.
Peki ya yetişkin? O oyunlardan uzak, kendi rüyasını hatırlamaya çalışıyor. Araba sallanınca uyanmadan önce gördüğü rüyayı…
Çocuk tarlaları bu ıssız karanlıktan alıp renk renk buğdaylara buluyor, uyanıkken üzgün olmalarının sebebi gördükleri rüyanın güzelliğidir belki de. Gündüz vakti güneşin ihtişamıyla dans eden tarlalar rüyalarında bu anları tekrar görüyorlardır belki de. Bir yıkımın bir toprak kıranın yasını böyle yaşıyorlardır. Evet, bir yası… Uyandıklarında yalnız hissediyor ama rüyalarda kalabalıktır.
Yetişkin bir türlü hatırlayamıyor, belki oyuna dahil olsa çağrıştıracakları vardır dışarıda olanın. Bir kaldırsa kafasını… Bir çevirse kafasını pencereye doğru, işte o zaman dejavu gibi bir şey omzundan kaldıracak. Ve cevabı… Hatırlayacak rüyayı: yalnız bırakılan tarlaların rüyasını.
Ve işte o zaman oyun oynanmış olur.
Kazananlar:
Çocuk
Yetişkin
Ve yalnız tarlalar.