İdiopatik: Bir Narsistin Günlüğü Tiyatro Oyunu Hakkında, Narsist, narsist olduğunu bilir mi? Bilse ne yapar? Peki ya teşhisi konulamayan bir hastalığınız olsaydı, ilk…
İdiopatik: Bir Narsistin Günlüğü Tiyatro Oyunu Hakkında, Narsist, narsist olduğunu bilir mi? Bilse ne yapar? Peki ya teşhisi konulamayan bir hastalığınız olsaydı, ilk…
Apar toparlık ve paldır küldürlükmüş bu taşınma da. Buruşturulmuş gazeteler artık başka hikayeler anlatmak için ayrıldı tabak çanaktan, kitaplığım eski yerine sığmadığı için…
Yankılı odalardan birinde kenara sinmiş dizdiğim legolarımdan hallice kolileri seyrediyorum. Ağzı açık koliler, hızla susturulan koliler, “Kuruyemişin en iyisi!” yazısının ve dağın arkasından…
Bizi balkona çıkartan sebeplerin, anıların, sözlerin ve dağınıklıkların çamaşırlarını toplamak. Dört duvara sığamadığım anları, kendimi “bir temiz hava alayım” lara attığım balkonların sayısını…
Gece vakti uyanılan bu araba yolculuğunda insan çocuk olsun yetişkin olsun, önce sallantının sebebini unutup, üzerine uzandığı rahatsız araba koltuğunu unutup nerede olduğunu…
Kravatımı düzeltirken yakaladım kendimi. Ayna karşısındaki yansımamda ellerime bakarken yakaladım, derslerim bitmiş eve dönmüş olmama rağmen kravatımı düzeltiyorum. Yerli yerinde duruyor mu…
Hep böyle anlarda olur. Çok basit eylemlerde. Çorbayı karıştırırken, saçını tararken, saat 5.38’de dişlerini fırçalarken, çamaşır sepetindeki kıyafetleri ayırırken, ayakkabı bağcıklarımı kenarlardan içeri…
Gün. Saat on ikiyi geçmediğine göre hala gün diyebilir miyiz? Bilemiyorum. Akşam da güne dahilse gece neden olmasın? Akşamla gece arasındaki fark…
Gün. Şimdi… Bugün ben neler yaptım? Eski günlerdeki o planlılığımı yakaladım ve yine yapılması gereken bir sürü şeyin üstünü çizdim. Büyük huzur! Büyük…
Yeni sayılarımızdan haberdar olmak için
ücretsiz abone olabilirsiniz.