AYLAK DERGİ

MODERN MUTSUZLUK

        “Mutsuz olalım ne var, biz de mutsuz oluruz, ben seninle mutsuzluğa da varım”Ne güzel demiş demi Savcı Esra. “Ben seninle mutsuzluğa da varım.” Ben bunu çok iyi anlıyorum biliyor musunuz, ya siz anlıyor musunuz? Çok saçma mutsuz olmayı istemek fazla saçma, ama burada asıl anlatılmak istenen onunla olmak, her ne olursa olsun onunla olmak, zarar verse de, üzse de, böyle bütün dünya yıkılacak gibi olsa da onunla olmayı istemek. Ona sarılınca her şey yoluna girecek, başıma her ne gelirse gelsin ona sarılsam ebedi bir huzura kavuşacakmışım. Evet mutsuz olacağım, olacağız ama ona sarıldığımda gönlüm hiç savaş görmemiş bir ülke olacak, hiç yakınımı toprağa gömmemiş gibi olacak, annemi hiç ağlarken görmemişim gibi olacak. Benim için huzur ve hüznün arasında ince bir çizgidir anneme ve ona sarılmak. Annemin tülbent kokusu ve onun boynunun kokusu. Sokakta kavga etmişim dayak yemişim ama eve gelip anneme sarılıyorum, işte huzur ve hüzün arasındaki incecik çizgi. En yakınımı canımdan bir parçayı kaybetmişim ama gidip onun göğsünde ağlıyorum işte hüzün ve huzur arasındaki ince bir çizgidir bu benim için. Her şeyden herkesten vazgeçip ona gitmek huzur, ama senin ona gitmeni istememesi hüzündür. Hüznün çok güzel bir anlamı var, üzülmek gibi değil veya hayal kırıklığına uğramak gibi değil, hüzün başkadır tıpkı huzurun sevinç ve mutluluk olmadığı gibi… Evde geceleri tek başına yapayalnız kalmak hüzündür, en sevdiğin filmi izlemek huzurdur, annemin bana portakal soyması gibi… Herkesin sevdası da derdi de kendine kadardır. Hiçbir insan ben daha çok acı çektim dememeli karşısındakinin içinde ne yaşadığını bilmeden, Allah aşkına hangimiz annemizin babamızın tam olarak neler yaşadığını ne hissettikleri biliyoruz ki veya anne ve babamızın bizim neler yaşayıp neler hissettiklerimizi. Modern zamanların alışkanlığı olmuş mutsuzluklarımızı yarıştırmak.  “En çok ben üzüldüm, en çok ben acı çektim ona göre davran bana” demeye mi çalışıyoruz birbirimize? En son ne zaman birisinin “Ben mutluyum” dediğini duyduk? Ben şahsen hatırlamıyorum şayet varsa da, eve gidip gece başını yastığa koyduğunda ağlayandır o.  Bence biz şükretmeyi bilmiyoruz. Ortak şöyle bir düşünsene nefes alabiliyoruz ve su içebiliyoruz, su bu dünyanın en güzel olayıdır. Hep edebiyat mı yapacağız biraz da felsefe yapalım.
Saat 01:58 yalnızlık genelde bu saatlerde bastırırmış. Yalnızlık çoğu zaman hüzündür, bunu belirtmiştim demi, bakın yine tekrara düştüm. Şu dünyada yedi buçuk milyar insanız hala yalnız kalmayı beceriyoruz, bu büyük bir olay çok büyük. Aslında herkes kalabalığın içinde yalnızdır. Geceleri yattığın zaman aklındaki düşüncelerle sen baş başa kalıyorsun, sadece sen. O zaman diyebilir miyiz “Özünde herkes yalnızdır” Bakın konuyu nerden nereye getirdik, hayat gibi.  Haydi, finale yakışır bir şarkı dinleyelim o zaman…

#BehzatÇ

Abone Ol

Yeni sayılarımızdan haberdar olmak için
ücretsiz abone olabilirsiniz.