Yaz akşamlarının üzerimi usulca örttüğü yerde,
Bana kanayan bir yara gibi bakan gözlerinin hatırından geliyorum.
Elimi tutmasan da olur,
Gidelim buralardan.
Aklımda büyük şehirlerin kalabalığından kaçıp sahil kasabasına taşınmalarımızın hayali var.
Müzeyyen Hanım’a eşlik eden yaşlı meyhaneler, rakı masasına yanaşan keman sesleri gibi süsleyecek deniz kenarını.
Biz seninle Akdeniz’e benzeyeceğiz.
Gözlerime bakmasan da olur,
Gözlerin eskitilemeyecek kadar güzel…
Gitmenin en yalın haliyle gidelim buralardan.
Yüzümde ıslak kaldırımlarda arkasına bakmadan koşan çocukların izleri var.
Her hikâyenin bir sonu var mıdır sence?
Diyorum ki çıkıp gider miyiz bir gün?
Kapımı çalmasan da olur,
Yine de sen güzel bir ihtimalsin.
Bütün ömrüm bir günden ibaret bu sabah,
Bu sabah ve bu akşam…
Sen hep güzel bir ihtimalsin.
Hiç yaşlanmıyorsun ne güzel!
Diyorum ki fotoğrafın on dokuzunda,
Gülüşün de on dokuzunda ölümün de…
Kırlangıçlar büyüyor çocuklar büyüyor ne güzel!
Bir tek sen kalıyorsun on dokuzunda.
Fotoğrafını tutuşturan alevin ince karanlığı siliyor yüzünü.
Bakışlarının izi kalıyor ruhumda.
Çıkıp gider miyiz bir gün?