Yalnızlık benliğimden kurtulup,
Umut gülleri yeşerterek uyanıyorum güne,
Nefes alabiliyorsa insan hala ümit var.
Böyle aşılamıştın beni.
Giyinip biraz senden, biraz benden, en çokta sevgimden
Yola koyuluyorum geçtiğimiz her yerden.
Bir o sokak bir bu sokak derken,
Olmayışınla yine ümitsizliğe düşüyorum.
Ertesi gün aynı heyecan,
Sokak başında simitçi bir çocuk,
Avuçlarını ısıtıyor nefesiyle.
Eğer ısıtıyorsa bir avucu, bir nefes hala ümit var diyorum.
Derme çatma bir kışa meydan okuyor boy boy kardelenler.
Gözleri görmeyen bir kadının bacasından duman tütüyor.
Çocuklarına yedirebilmek için sıcak bir ekmek, bir anne tandırdaki ateşe meydan okuyor.
Ve ben hala ümit var diyorum.
Zuladan çıkarıyorum ümit şarabını,
Birlikte içeceğimiz o akşamları bekliyorum.
Yeni bir memleket,
Yeni bir yol,
Yeni bir yakamoz biliyorum.
Sarmaş dolaş büyüyor o ilk ektiğin çiçekler.
Başında sen olmadığında ne kadar savruk her şey.
Geliyorsa yeni bir gün hala ümit var diyorum.
Sayfa sayfa ümitsizlik satıyor gazeteler,
Bütün masal kitaplarının sonu hüsranla bitiyor.
Oysa ben masalımızın sonunu hep ümitle hayal ediyorum.
Bir hayalde ümit varsa, hala ümit var diyorum.
Sonra aniden masamdaki çalar saat çalıyor o rüyadan uyanıyorum.
Ve anlıyorum ki rüyalarda da ümit var.
Ve ben hala ümitvari bir duyguyla ümitleniyorum.