Mavi bir İstanbul düşlüyorum gözlerimde
Galata kulesi bu şehrin en merkezinde
Taş duvarların arasından özgürlüğe sızan
Papatyaların kokusunu alıyorum boynundan
Mavi bir İstanbul düşlüyorum yüreğimde
Sultanahmet Camii en sağ köşemde
Hacıların merhametleriyle sarılıyorum hayata
Bembeyaz sakallarından sallanıyorum bir tarikata
Mavi bir İstanbul düşlüyorum bileklerimde
Taksim Meydanı en sol köşemde
Kendileri gibi olmasam da tutuyorlar elimi
Savunuyorlar bazen hakkımı bazen cinsiyetsizliğimi
Mavi bir İstanbul düşlüyorum kulaklarımda
Bağırışlar, çağırışlar en arka taraflarımda
Bıçaklar saplanır böğrüme
Yine bıçağı saplayan götürür tabiplere, hekimlere.
Seni koydum hayatımın en tepesine
Yeşil şiirlerin açtığı yere
İkimiz de deplasmandayız bu şehirde
Bitti gitti tek nefesle
Hoşça kal merhamet, sevgi ve şiirlerle.
Mavi bir İstanbul düşlüyorum
Gözlerimde, yüreğimde
Bileklerimde, kulaklarımda
Ve mavi İstanbul’dan ayrı seni düşlüyorum
Zaman ve mekân fark etmemeksizince
Köprünün tam ortasında bir tank
Aldım tankı elime, çıktım bulutlara
Tank bana çok yakıştı
İsmini yazdım bulutlara
İsmin bulutlara çok yakıştı
İsyanım tanrıya değil, insanlara
Birbirine saygı duymayan saygısızlara
Bir tank alsam elime hepsini çiçeklerle tarasam
Ama yanımda sen olsan
Tankın namlusunu seninle doldursam
Savaşmasak barışsak hatta abartıp sevişsek
Göğüslerimizi göğün en tepesine çıkarsak
Kaynatıp kaynatıp yumuşatsak
Kendimize bir güllaç yapsak
Votkaların elma sularına karışıp
Sahil boyu akan caddelerinde
Kokoreç tezgâhlarının tıkırtısında
Tiyatroların sahnelerinde
Ve tabii ki şiirlerde buluşmak dileğiyle
Hoşça kal İstanbul’un en güzel kızı
Yüreğimin ince sızısı
Memleketimin türküleri
Hoşça kal gece yarısı