OYUNCAK
[Yalınayak geziyoruz, semaya ayakkabılarıyla girenlerin arasında
Yerçekimi kanunu baki bulutların kavşağında
Düşecektir her yere bulunur Hint kumaşı
Yarını olan, bugünün özgül ağırlığında]
Ellerimin arasından kayan balık hayat
Akıntının tersine yüz bari
Akıttığım kanın hesabını ben yaparım, sen karışma
Kendi derdine düş daha iyi
Bütün kuzey yarım küre aynı anda ışıkları kapatsa da yıldızları görsek
Yabancı bir adam var aynada, bakışları başka türlü, gözaltları tümsek
Ah, bir esinti lütfet on yedinci yaşımın en güzel günlerinden
Tanrım, şakaların kesinlikle çok komikti.
Fakat bilgin olsun, öyle fazla gülmedim ben
Yolum dikti, yüzüm pisti, geldim üstesinden
Anlatılan önemsiz, hakikat olumsuzdu
Ben, sanki dev bir korkuluktum
Boran çıktı, kolum koptu, yine de korkusuzdum
Gittim, az uzakta sustum, başka n’apacaktım?
Önce dinley’ceksin ve sonra konuşacaksın
Gel, benimle okyanusta rüzgâr ol, bu mevsimde ne güzeldir dalgakıranlar
Bak, nasıl da hakir gördüler benim bu büyük ruhumun dediğini anlamayanlar
Küçüktüm, en yakın arkadaşlarım evimden oyuncağımı çaldılar
Görmezden geldim
Küçüktüm, annemin canı yandı ağladı, ben o saniye orda öldüm
Ölmezden geldim
Büyürsün, kalbinin derinlerinde bir çocuk, körleşir, sağırlaşır ve yutkunup susar
Büyürsün, o çocuğun hayatına mal olur, ah, nasırlı ellerinle kurduğun tuzak
Yıldızları gördün mü?
Yıldızları gördün mü?