AYLAK DERGİ

HEBE DÜNYASI NASIL BUHARLAŞTI? SON BÖLÜM

          Antikacının yüzünde beliren şaşkınlık kısa sürdü. “Yaşamımız işaretlerle doludur kızım. Yanlış bir yerdeysen eğer seni bulur ve sana yol göstermek için tekrar karşına çıkar.”  sonra gözlüğünü geriye doğru itip ardına doğru yaslandı. “Dikkatin, sadece elindeki telefona odaklı… Sizin dünyanızın vazgeçilmezi olmuş, bu gerçekten gerekli mi? Haddim değil ama gerçek güzellik orada değil. İşaretler burada. Güneşin parlaklığında ve sıcaklığında, yeşilin tonunda, havanın enerjisinde…”

          Zeynep, pür dikkat adamı dinlerken bir taraftan da düşünüyordu. Bu teknoloji bağımlılığı ne zaman başlamıştı?

           Bundan yaklaşık yirmi yıl önce… Tüm dünyayı saran viral bir ajan ortaya çıkmıştı. Binlerce insanı öldürdü, milyonlarcasını da bu savaşa mecbur bıraktı. Viral ajan herkesi tutsak ederken eğitim, evlere taşındı. Akşama kadar süren eğitimler, çocuklarda sokağa çıkacak bir enerji bırakmadı. Dersi biten çocuk, koltuğa uzanıp eline ya tablet ya da telefon aldı. Oyun kavramı bu şekilde boyut değiştirdi. Yetişkin insanlar ise, bu viral ajana kapılma korkusuyla insanlardan bir bir uzaklaştı. En yakınını bile eve almaz oldu. Yalnızlaştı. İlerleyen dönemlerde ise ekili alanlar, bulutlara değen binalarla doldu. Toprak gücünü almak için birkaç kez ayaklansa da büyüklerin teknolojileri ile baş edemedi, yoruldu ve sustu. Hiç televizyon izlemeyenler bile o dönem ekran başındaydı. Bunu çok iyi bilen büyükler reklamların işgüzarlığıyla insanları gerçek yiyeceklerden uzaklaştırdı. “koza” adı verdikleri kolay ve ulaşılabilir yiyecek deposu, ekranlarda ve gossende yerini aldı. İçine koydukları madde ile insanların beyni, sorgusuz her şeye boyun eğen ve bir daha üreyemeyecek bir varlığa dönüştü. “Megalodon” adı verdikleri laboratuarlar oluşturuldu. Toplanan kaliteli spermler burada tutuluyordu. Yapay kuluçkalarla istedikleri yeni nesil, üretime hazırdı. Zamanı verimli kullanmanın yolu gossenden geçiyordu, orası çekici ve etkileyici hale getirildi. İnsanlar sonunda birer makinaya dönüştü. Enerji, sürekli manyetik alanlarda yaşamaktan dolayı çok düşük kaldı. Yaratıcılık ve yetenek böylelikle yok oldu. Sunulan imkanlar ulaşılmaz olanı ulaşılır kıldı. Beden, objeden başka bir şey değildi artık. O yüzden hep genç ve güzel kalmak mecburi tutuldu. Ve akılcı dedikleri bu sistem, insanları akıl dışı bıraktı. Doğa ise yapay bir hal alırken bir süre sessiz kalmayı seçti. Ortada gerçeğe dair hiçbir şey bırakılmadığında…

          O ara elinde tepsi ile bir çocuk içeri girdi. Zeynep tepside duran zeytin, peynir, domates ve çaya baktı. En son gerçek bir besini ne zaman tatmıştı? Hemen ağzına aldığı zeytinleri gözlerini kapatarak keyifle yedi. Domates hala sapıyla duruyordu. Bunun nedenini domatesi koklayınca anladı. O kadar güzel kokuyordu ki! Ruhun, koku duyusu ile beslendiğini anımsadı. Bir süre sonra gözü duvardaki yazıya kaydı. “Neden kitaplara ihtiyacımız var o şiirlere ve öykülere? Neden onları okuyoruz ya da okumalıyız neden umursuyoruz kitapları? Neden çocuklara kitapları sevdirmeye çalışıyoruz.” Neil Gaiman

          İşimizi kolaylaştırmak adına kitapları da teknolojinin bir parçası yapmışlardı. Ama ya o matbaanın kokusu, cildine dokununca hissettiğin o duygu ya sarı sayfaları? Sahiplenmek bir bütün ile olur. Büyükler biliyordu. İnsanlar sözcüklerle düşünüp, dokunur bu şekilde iletişime geçer ve kendini geliştirirdi.

          Antikacıya doğru eğildi, “21.yy.’da bizi bağlayan tek şey gossen bence, o kadar büyülü ki, tüm gerçekliği saklıyor. Ve bu saatten sonra hiçbir şey değişmez. Kalan yaşamımızı, uyuşmuş beynimizle tamamlayacağız.” 

          Yaşlı adam pantolon askısını tutarak tekrar Zeynep’in karşına oturdu. “İnsanlar doğayı unuttu. Teknolojinin gücüne çok inandı. Bir gün bu topraklara layık olmayan ne varsa hepsi bitecek ve insanlar, tekrar doğayla iletişim kurmak zorunda kalacak. Evren, bu sahteliği daha fazla taşımaz.”

          “Doğa mı cezamızı verecek?”

Ortama ansızın düşen kahkaha sesi, Zeynep’in de gülümsemesine neden oldu. “Doğa neden ceza versin ki? Bu doğal bir süreç… Doğa her şeyin çok üstünde. Evren olduğu sürece, doğa kendini yenilemeye devam edecek.”

          Belirsiz bu süreç kadını endişeye düşürdü. Adını koyamadığı daha birçok hissin içinde kaybolurken ve doğa henüz adım atmamışken en azından gerçeği insanlara bir şekilde hatırlatabilmeyi diledi. 

          Nefes almak için dışarıya çıktı. Gökyüzüne doğru başını kaldırdığında sürü halinde uçan kuşları gördü. Kuş seslerini özlemle dinlerken, az ötede bir kalabalık belirdi. Birden ortaya çıkan bu insanlar kimdi? Merakla yanlarına gitti. İnsanların yüzünde Hebe Dünyası’nı gördüğünde panikledi. Yerini bulmuşlardı demek! “Tabi ki bulacaklardı, gideceğim yeri söyleyerek aptallık ettim.” diye düşündü. Korkuyordu. Çekimser gözlerle onlara bakarken içlerinden birisi, “Sen nasıl kurtuldun?” Nefesinin düzelmesi için ara verdi. Zeynep, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. “Ben hep buradaydım. Siz neden buradasınız?” Kendine güveni ses tonuna yansıyordu. “Bir saat önce telefonlarımızdan bir titreşim yayıldı. Hipnoz olmuş gibiydik. Bu bilinçle robotlar da dahil hepimiz dışarıya fırladık. Gökyüzünden dökülmeye başlayan ego lavları, üstümüze düşmeye başladı. Gözümüzün önünde robotlar eriyip buharlaşıyordu. İnsan görünümüne sahip birçok robota şahit olduk. Bir süre sonra insanlar da egonun yüksek sıcaklığından eridi. Her şey buharlaşıp yok oldu. -Savaş bitmiş de yakıp yıktığı yerlerin dumanı tütmeye devam ediyor gibi- bir görüntü bıraktık ardımızda. Nedenini anlayamadık ama sadece bize bir şey olmadı. İlk aklımıza gelen yer burasıydı.” derken ürkek bakışlarıyla etrafını izledi. 

          Zeynep’in gözlerinde biriken damlacıklar bir bir süzülürken antikacı, “Ne doğaya ne de senin çabana gerek kalmadı. Yükselmiş egolar, kendi içinde yanmaya başlamıştı demek. Sonunda patladı, yine sizin insanlarınızın üstüne yağdı. Hebe Dünyası kendi egosu altında eriyip yok oldu.” 

          Bu sözler havada yankı bulurken, dünya yeniden kendini oluşturmaya çoktan hazırdı. Bu defa hammaddesinin içeriğinde sadece sevgi vardı. Diğer taraftan kendine yeni bir dünya yaratmaya hazırlanan başka bir güç, daha şimdiden seçtiği insanları özel hissettirip etkilemeyi başarmıştı.

SON

Abone Ol

Yeni sayılarımızdan haberdar olmak için
ücretsiz abone olabilirsiniz.