AYLAK DERGİ

BİR İNTİHAR SÜSÜ-3


-Çirkin Adam Öldü Mü? Öldü-

Bir kadını sevdim onun da işi çıktı. Yıllar sonra ilk defa dünya yaşanır görünmeye başlamıştı gözüme, ağaçlarda açılan çiçekleri fark etmiştim ilk defa geçtiğimiz bahar aylarında. Kış yine geliyor ve ben yeniden kahrolacağım, yüreğim yeniden sızlayacak, en korkuncu da çok hüzünlü olacağım. Kışın gelmesiyle âşık olduğum kadının gitmesi de bir oldu. Daha iyi bir maaş, daha iyi çalışma şartları için şehri terk etti güzel kadın. Halbuki daha dudağından bile öpmemişti, daha onu sevdiğimi söyleyecektim söyleyemedim. Giderken aramızdaki ilişkinin ne olduğunu bile soramadım, belki bu soru için çok erkendi belki de geç bilmiyorum fakat ne başlamış ne de bitmişti ilişkimiz, aslında yarım kalmıştı. Yıllardır düşündüğüm intihar gibi. Güzel kadın başka memleketlerde başka hayat arkadaşları bulur muydu, bir başkasının gökyüzünde parlayan yıldız olur muydu? Güzel kadının gitmesiyle dünya gözümde flulaşmaya başladı. Son yıllarda hayatımdaki tek güzel şeydi. Evde huzur yok, işte huzur yok. Maddi kaygılar, manevi hasarlar, kırgınlıklar, hüsranlar derken yaşamı yaşayamaz oldum, hayata yaşarken ara verdim. Sevdiğim kadın da gitti. Ben zaten bu hayatı hiç sevmemiştim, belli ki o da beni sevmemiş. Eğer bu hayat da beni sevseydi faturalar aldığım maaştan daha yüksek gelmezdi, sadece karnımı doyurmak için değil bir şeyi sevdiğim için yerdim. Botlarım su, montum soğuk geçirmezdi, yol parasından kısmak için kilometrelerce yol yürümezdim, istediğim kitabı ödünç değil satın alırdım. Hayatımın bütününe bakıyorum da acılar insanı olgunlaştırmıyor, acılar insanı kahrediyor. Zaten sevdiğim kadın da gitti. Ben onun için bütün bu çektiğim acılara, kahırlara rağmen yaşamak istedim. Onu bu kadar çok sevdim. Peşinden gitmek de aklıma gelmedi değil ama bir yandan hayatın gerçeklerini de yok sayamam. Daha beni gerçekten sevip sevmediğini bilmeden ve cebimde beş kuruş yokken kendime bir mont alamazken bir ev kurmak, onun peşine takılıp başka bir şehirde yaşamaya çalışmak belki de yaşayamamak ki böyle de olurdu. Ben daha doğduğumdan beri yaşadığım yerde yaşayamazken başka bir şehirde nasıl sıfırdan bir hayat kuracağım? Hayaller, istekler fiyakalı fakat yaşam da bir o kadar pahalı. Zaten sevdiğim kadın da gitti. Bu dünyanın renkli, cıvıl cıvıl caddelerine çıkmak istedim fakat ara sokakta önümü kestiler sadece önümü değil bileklerimi de kestiler. Son zamanlarda ertelediğim ölüm işini hayata geçirmenin zamanı sanırım geldi. Ben tekrar bir intihar girişiminde bulunmaya gidiyorum. Herkesin de şunu bilmesini istiyorum, bu ölüm bir intihar süsüdür. Yaşamın, Tanrı’nın, insanların ellerime döktüğü kıpkırmızı, sıcak, oluk oluk bir süstür. Hayat bir sınavsa ben bu sınavdan bir daha geçmemek üzere kaldım.

Abone Ol

Yeni sayılarımızdan haberdar olmak için
ücretsiz abone olabilirsiniz.