AYLAK DERGİ

DUYGU ÜRETMEN

Ayla Algan denilince; hep ne kadar şanslı olduğumu düşünürüm. Ayla; güneş ile birlikte ay çevresinde ortaya çıkan ve görülen halka demekmiş. Ne kadar büyülü, nadir ve güçlü. Şahsı gibi. Ayla Algan’ı herkes bilir. Ve herkes ne yetenekli ne başarılı ne kuvvetli bir sanatçı diye düşünür. Ama Ayla Algan sadece bunlar değildir. O aynı zamanda neredeyse yoluna çıkan tüm gençlerin, sanat ile uğraşsınlar uğraşmasınlar annesi ve öğretmenidir. Kendimi çok şanslı bulduğumu söylemiştim ya işte bu yüzden. Çünkü ben de onun yoluna çıkan gençlerden biriydim. Tiyatro Oyunculuk Fakültesi’ni bitirip nihayetinde mesleğimi yapmak için İstanbul’a göç etmiştim. İstanbul’da yaşamaya başlayalı altı yıl olmuştu. Bu süre içinde pek çok işler yapmıştım ama sonuç hem oyuncu hem de duygusal bir varlık olarak, tamamen kaybolmak olmuştu. Hatta öyle kaybolmuştum ki psikolojik danışmanlık almaya başlamıştım. Bir süre sonra doktorum bana tavsiye olarak Ayla Algan ile tanışmayı önermişti.

Ve onu nerede bulabileceğimi fısıldamayı da ihmal etmemişti. Utana sıkıla kapısına gidip de “Beni psikolog Doktor Ayla Dönmez yolladı” demiş ve kalakalmıştım. O ise bana birkaç soru sorup şöyle bir süzdükten sonra, güzel mavi gözleri ile gözlerime bakıp, tok ve güçlü sesi ile: “Sen deli değilsin, sadece yaratıcı işler yapman lazım!” demişti. Dokunuşları büyülüdür, demiş miydim? Çünkü sesindeki ve gözlerindeki o hakkınızdaki eminliği, size hemen oracıkta duyduğu güven; “Neden yapamayasın ki?” güveni, bir anda kaybolduğum karanlığı aydınlatmaya yetmişti. Kurdukları Tiyatro Araştırma Laboratuvarı, biricik kızı Sevi Algan’ın kurduğu ÇATI, Çağdaş Dans Sanatçıları Derneği, âdeta ikinci okulum olmuştu.

Ve yine çok şanslıydım ki, Ayla Hoca’nın yoluna çıktığım sıralarda o, Troyalı Kadınlar’i tekrar sahnelemek istiyor ve Troyalı Kadınlar için ekip oluşturuyordu ve ben de bu ekibe dahil olabildim. Bu oyun da üçüncü okulum oldu. Ekip arkadaşlarım da ailem. İkinci okulum, üçüncü okulum diyorum çünkü ortamda Ayla Algan var ise nefes boşa alınıp verilmez. Yani dersler sadece ders, çalışılan oyunlar sadece oyun olmaz. En çok da “Determinist olmayın” der. Onun ile atölye, prova ya da kısa bir sohbet dahi yaptıktan sonra alelacele eve gidip araştırma yapma ihtiyacı duyarsınız. Ayla Algan sadece yetenek, sadece bilgi, sadece güngörmüştük, sadece dünya görmüşlük, sadece kültür, sadece asalet değildir.

O sahip olduğu değerleri asla tek başına yaşamaz. Her yaştan, her kültürden herkese dokunmaktan çekinmez. Hatta bunu, gereklilik olarak görür ve aşkla yapar. Ne kadar kalabalık yaşarsa o kadar yaşadığını hissettiğini düşünürüm hep. Çünkü onun evi asla sadece onun evi değildir. Sadece bir ev değil gençlere ihtiyaç duydukları yuva ve okuldur. O ev hiçbir zaman boş kalmaz. Hatta bazı zaman ve dönemlerde kapasitesinin çok üstünde varlık gösterir. Ve böyle zamanlarda o daha da parıldar. Evinde yemek hiç eksik olmaz mesela.

Yavrularını sadece bilgi ve sanat ile beslemez, midelerini de düşünür. Hatta evindeki o güzelim yemekler ÇATI’ya Tiyatro Araştırma Laboratuvarı’na da gelir, prova zamanlarında da kalbimizi ve karnımızı doyurmaya devam eder. Sanatçılığı gibi anneliğini de komun yaşamayı sever Ayla Hoca. Anladığım kadarıyla da Ayla Algan’ın dünyayı görüş ve algılayış felsefesinde tekelcilik hiç yoktur. Öyleyse tek bir çocuğun annesi olamaz o. Her zaman şöyle der: “Maddi olanaksızlıkları kendi önünüze engel olarak koymayın, boş bahaneler üretmeyin, kafanızı toplayıp yolunuzu ve yapmak istediğinizi bulup onun için yola çıkana dek, işte ev size! İçinize boş bakmayın, vaktinizi boşa harcamayın. Üretmek için korkak olmayın! Kendinizi hep bir üretim içinde ifade etmeye çalışın. Determinist olmayın.”

Onun ile sohbet ederken her şey çok kolay gerçekleştirilebilir gibi, hissedersiniz. Sanki size tüm kilitlerin nasıl kilit haline geldiğinin, mantığını anlatıyordur. Yani bunu öğrenince artık kilit diye bir şey kalmaz hayatınızda. Öyle bir histir, onun ile soluk alıp vermek.

Göğsünüz istek ve cesaret ile dolar. Beyninizde birçok yeni hücre oluşur, bir sürü koridor açılır. O koridorlarda durmaksızın koşmak istersiniz. Onunlayken asla yılgınlık duyamazsınız. Sadece bilinçli ve süreleri belli molalar vardır. Onunla kurduğunuz her temas, size bunu öğretir ve daha nicesini. Bunları anlatan ben, Ayla Algan’ın dokunduğu ve yolunu aydınlattığı, cesaret ve ilham verdiği binlerce gençten sadece biriyim. Kim bilir kimler neler neler neler anlatır, o gençlerden.

Artık teşekkür zamanı. Buradan; dokunduğun annelik ve öğretmenlik yaptığın, yaratıcılıklarını kışkırttığın ve beslediğin tüm gençler adına sana çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsın ve hep var olacaksın!

Abone Ol

Yeni sayılarımızdan haberdar olmak için
ücretsiz abone olabilirsiniz.