AYLAK DERGİ

BİNNUR ŞERBETÇİOĞLU

Gazi Mustafa Kemal’e çok şey borçluyuz. İnsan olarak da kadın olarak da. Millî mücadelenin başladığı yıllarda, Darülbedayi’ye kız erkek karışık öğrenciler alınmıştı. Beş kız öğrenci arasında Müslüman Afife Jale de vardı. Tesadüf eseri rol teklif edilince; ” Hayatımın en mutlu günü.” demişti Afife… Lakin, İslamiyet’e mugayir hareket etme suçunu işlemişti. Tutuklanması için arama kaydı oluşmuştu. O kaçıyordu ama asla sahneye çıkmaktan vazgeçmeyecekti… Hiçbir şey Afife’yi yıldırmıyordu. Bu ısrarı, haklı mücadelesi, hayatını hiçe sayıp sanatçı kalma isteği, tüm kadınlarımıza biz sanatçı kadınlara tutunma yolunu açmıştı. Bu pırıl pırıl ışıklarla bezenmiş uçsuz bucaksız ilim, bilim, insanlık, adalet ve sanat yoluydu… 

Gazi Mustafa Kemal’e çok şey borçluyuz… Hedeflerinin başında, batılılaşma ve liberalleşme geliyordu… Kadın ikinci sınıf insan olamazdı. “Çağdaşlık seviyesi, kadınların çizgisidir.” demiş, 1926 da Türk Medeni Kanunu ile kadınlara sosyal haklar tanınmış, seçme ve seçilme hakkı ile1935′ de 18 kadın milletvekili milletin sözcüsü olmuştu. Milletini inşa ederken yüksek medeniyet seviyesine ulaşılması için neler gerekliydi? Kültürün, dilin, edebiyatın, resmin, hekimliğin, mimarinin ve sanatın her kolunun önemini biliyordu… Her alanda başarılı öğrenciler seçip yurtdışına eğitim için yolluyor, yabancı öğretmenleri okullara davet ediyordu. Afifelerin yolu açılmıştı. 

Böyle bir liderin kurduğu Cumhuriyet’in 100. yılında bir kadın ve sanatçı olarak yaşamak; bu mutluluğu 25. “Afife Tiyatro ödülü” ile taçlandırmak benim onurumdur… Benim gibi birçok kadın sanatçı, birçok kadın gururla bu bayrağı taşımıştır ve taşımaya devam edecektir. 

Abone Ol

Yeni sayılarımızdan haberdar olmak için
ücretsiz abone olabilirsiniz.