Özellikle İstanbullara soruyorum. Cumhuriyetten sonra yapılmış 1947’de açılan. İstanbul Açıkhava Tiyatrosu, dışında en eski tiyatromuz hangisidir? Bir an düşündünüz ve cevabı buldunuz sanıyorum, yoksa bulamadınız mı? 1951’de bir bankanın kültür hizmeti olarak Beyoğlu’nda perdesini açan tiyatro hangisidir? Evet bildiniz. Küçük Sahne. Kırkiki yıldır tiyatro severlerin hizmetinde.
Küçük Sahne ile ilgili sevindirici bir haber de Kültür Bakanlığı’nca onarıma alınması.
Benim tiyatro yaşamımın on yılı Küçük Sahne’de geçti. Nasıl mı? Kısaca anlatayım. Küçük Sahne, 1951 Nisan ayında Muhsin Ertuğrul’un elleriyle perdesini açtı. İlk oyun, John Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar”ı idi ve Devlet Tiyatrosu’ndan Nuri Altınok da konuk sanatçıydı. İlk kadroda Nevin Akkaya, Mümtaz Ener, Cahit Irgat, Münir Özkul, Sadri Alışık, Kamran Yüce, Şükran Güngör, Saim Giray (sonra ABD’de okuyup doktor oldu) ve ben. Bu kadroya 1951-52 tiyatro mevsimi başlarken, Ankara Devlet Tiyatrosu’ndan Agâh Hün, Asuman Korad, Uğur ve Heyecan Başaran kız kardeşlerle, İstanbul’dan Lale Oraloğlu, Altan Karındaş, Şahin Tek gibi Tiyatromuzda isim yapmış oyuncular da katıldı. O tiyatro mevsimi “Yarış” adlı Amerikan komedisiyle açıldı. 1952-53 mevsiminde Shakespeare’in “Onikinci Gece” komedisiyle girdik.
1953-54. J.M. Synge’in (İrlandalı yazar) “Babayiğit” oyunuyla başladı. Yukarıda saydığım isimlerden. Nevin Akkaya, Asuman Korad, Mümtaz Ener, Altan Karındaş, Şahin Tek, Küçük Sahne’den ayrılmışlardı. Amerika’da tiyatro öğrenimini yaptıktan sonra Haldun Dormen aramıza katılıyor, 1953-54 ve 1954-55 mevsimlerinde bizimle çalışarak 1955 mevsimi sonunda ayrılıp Cep Tiyatrosu’nu kuracaktı.
1954-55 tiyatro mevsimine, İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda 1941’de sahnelendiğinden beri tiyatroseverlere görünmemiş. Shakespeare’in ünlü “Hamlet” trajedisiyle giriliyordu. Küçük Sahne kadrosu yeni bir sınav verecekti. Sınav diyorum çünkü Hamlet rolü deneyimsiz bir kadın oyuncuya, Amerikan Kız Koleji’ni bitirmiş Nur Sabuncu’ya veriliyordu. Aynı mevsim büyük tartışmalara yol açan. S. Beckett’in “Godot’yu Beklerken”i Muhsin Ertuğrul’un çevirisi ve yönetimiyle sahneye konacaktı. Türkiye’de ilk kez… Bu mevsim sonunda hocamız, yönetmenimiz Muhsin Ertuğrul, (ikinci kez) Ankara Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’ne atanacak, başsız kalan bizler nicedir tiyatrodan Nevin Seval’i de aramıza alarak Agâh Hün, Nevin Seval, Münir Özkul, Sadri Alışık, Uğur Başaran (ablası Heyecan Başaran evlenip tiyatrodan ayrılmıştı.) Kâmran Yüce ve ben, yedi kişilik bir ortaklık kuracaktık. Bu ortaklığın ilk oyunu, 1955-56 mevsimi başında sunduğumuz, Hollywood’da filmi de yapılmış olan, başrolünü oynadığım “Çayhane” komedisiydi. Bu “Çayhane” komedisi görülmemiş bir başarıya ulaştı. Beş ay afişte kaldı.
Son yılımız gelip çatmıştı. 1956-57 mevsimini “Arsenik Kurbanları” ile açıyorduk. Arkadaşlarımın isteği ile bu oyunu ben sahneye koydum, böylece tiyatroda yönetmenliğe başlamış oluyordum. O yıl, çok sevdiğimiz arkadaşımız Agâh Hün de topluluğumuzdan ayrıldı, önce Devlet Tiyatrosu’na, oradan da İstanbul Şehir Tiyatrosu’na geçti. “Arsenik Kurbanları”ndan sonra, iki oyun daha sahneleyerek, altıncı tiyatro mevsimimizi de bitirerek Küçük Sahne’den ayrıldık.
Bizden sonra Küçük Sahne’ye şu topluluklar geldi: Dormen tiyatrosu (1957-62), Gülriz Sururi –Engin Cezzar Tiyatrosu (1962-64), Ulvi Uraz Tiyatrosu (1964-66), Mücap Ofluoğlu Tiyatrosu (1966-70), sonra Korhan Abay – Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu ile bir iki topluluk daha kısa sürelerle perde açtı Küçük Sahne’de. 1981-82 tiyatro mevsiminde Küçük Sahne’ye girip, Ortaoyuncular adıyla kendi yazdığı sazlı sözlü güldürüleri sunarak yeni biçem getiren Ferhan Şensoy on yıl kadar bu tiyatroda, özellikle gençlerden alkış, sevgi topladı.
Altı yıl, ilk Küçük Sahne ile, sonra da kendi topluluğumla dört yıl aynı sahnede çalıştığıma göre, on yılım Küçük Sahne’de geçmiş oluyordu.
1966-70 yılları arası Küçük Sahne’de dört mevsim benimle çalışan sanatçı arkadaşlarım şunlardı:
Suzan Uztan, Nurhan Damcıoğlu, Semra Savaş, Zafer Önen, Turgut Savaş, Yılmaz Gruda, Erhan Gökgücü, Melih Toros, Can Dirim, Ali Yalaz, Orhan Alkan, Orhan Aydınbaş, Baha Pir Ve Rutkay Aziz.