AYLAK DERGİ

NEDİM SABAN

KENTER TİYATROSU

Salıncakta iki kişiydiler. Ankara Devlet Tiyatrosundan ayrılıp İstanbul’a geldiklerinde güvendikleri iki şey vardı. Muhsin Ertuğrul’un devrimci vizyonu ve kendi yetenekleri!
Muammer Karaca’nın bir yenilenme güdüsü ile on sekiz oyunlarında yüzünü Batılı tiyatroya çevirmesi ve Kenter Kardeşlere inanarak prodüksiyonlarına imza atması da genelde göz ardı edilen bir ayrıntı olmuştur. Kalacak yerleri bile olmadan düzenlerini değiştirmeyi göze aldılar ve başardılar. Ağır borçlarla, koltuk satarak girdikleri macera bir alan yaratma ihtiyacıdır aslında. Dönemin burjuvazisinin buna hazır olduğunu sanırlar ama yetenek sadece alkışla ödüllendirilir, söz konusu para olunca hacizlerle üzerlerine çöken bir yeni zengin sınıfı vardır. Ağır borçlarla, koltuk satarak girdikleri macera bir alan yaratma ihtiyacıdır. Bugün değişen ne? Yetenek ödüllendirilmiyor, hatta yetenekli insanlar bedel ödüyorlar ama toplum öyle bir yere geldi ki, artık Kenter kardeşler alacaklı duruma geçti. Yeni dünyada bina belki sadece nostaljik ama Kenterlerin değeri paha biçilmez. 

Kentin belleğinde çok önemli bir yer tutan Kenter Tiyatrosu’nun İBB bünyesinde tekrar hayata geçmesi Ağustos’ta onaylanmış, ancak teknik bir soruna takılmıştı. Ne mutlu ki bugün bu karar alınmış, Kenter Tiyatrosu sadece anılarda değil artık. İstanbul’a yaraşan bir karar.
Ne mutlu bize ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kenter Tiyatrosu’nu yaşatacak. Yoksa buruk bir anma olacaktı bugün. 

Yıldız Kenter’i sadece büyük oyuncu ve Hocaların Hocası olmasıyla değil, hayatla kavgasını tiyatro yoluyla yapması ve özel tiyatroya özel bir anlam katmasıyla da alkışlamak isterim.

Müşfik Hoca ile muhteşem sohbetlerimizden birinde “ eskiden salon bize bakardı, şimdi biz bakıyoruz, ayakta tutmaya çalışıyoruz” demişti. İyi ki bugünleri görmedi, çok üzülürdü. Umarım bir gün yenilenmiş Kent Oyuncularını tekrar Kenter Tiyatrosu’nda izlerim

Abone Ol

Yeni sayılarımızdan haberdar olmak için
ücretsiz abone olabilirsiniz.