AYLAK DERGİ

ZAFER ALGÖZ

KENTER KARDEŞLER EFSANESİ

Diplomat Ahmet Naci Kenter ne kadar ileriyi gören bir devlet adamıymış. İngiliz asıllı sonradan Türk vatandaşı olan sevgili eşi Olga Cynthia (Nadide Kenter)’in karşı çıkmasına rağmen kızını kolundan tutmuş destek vermiş ve Ankara Devlet Konservatuvarı tiyatro bölümü sınavlarına götürmüş. Çok önemli öğretmenlerin ve tiyatro büyüklerinin önünde kendini göstermiş ve okuldan sınıf atlayarak üstün yetenekli oyuncu diye Amerika’ya eğitime gönderilmiş. Ankara Devlet Konservatuarı’ndan 1983 senesinde bina Beşevler’e taşınırken eskiden kalma öğretmenlerin kara kaplı büyük ders defterlerini bulmuştuk… Prof. Carl Ebert, Cüneyt Gökçer, Mahir Canova gibi ustaların notlarına baktık. Prof. Carl Ebert’in Yıldız Kenter için özel notu gerçekten çok özeldi. ‘‘Müthiş yetenekli, sesini, vücudunu çok iyi kullanıyor. Sadece ergenlik döneminde kız çocuklarına özgü göğüslerini saklamak güdüsüyle öne doğru eğik duruyor. Zamanla düzeleceğine inanıyorum.’’ Yıldız Kenter, ömrünü oyunculuk mesleğine sonuna kadar adamış büyük ve gerçek bir diva olarak 91 yaşına kadar o tacı hep taşıyan ve sonuna kadar hak eden nadide bir orkideydi. Onlarca öğrenci yetiştirdi ama en kıymetlisi sevgili kardeşi Müşfik Kenter oldu. Ablasının izinden konservatuvara girdi. Müthiş bir başarıyla okulu bitirdi ve abla kardeş Devlet Tiyatroları’nda sahneye çıkmaya ve herkesi büyülemeye başladılar. O dönem tiyatrodaki birtakım uygulamalar kıymetli tiyatro adamı Muhsin Ertuğrul’u üzdüğü için Ankara’yla bağını kesti ve İstanbul Darülbedayi serüveni başladı. Kenterler de bir süre sonra asıl memleketlerine -İstanbul’a- döndüler ve kendi tiyatrolarını kurdular. Kenter kardeşler; yerli, yabancı, dram, komedi, modern, klasik… Aklınıza ne gelirse binlerce kez sahneye çıktılar. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok ülkesinde ana dilleri olan İngilizce ile herkesi büyülediler. Bizler gerçekten şanslı insanlarız. Yıldız Kenter’i, Müşfik Kenter’i sahnede izledik. Bizim kuşağın efsaneleriydi onlar…Tiyatro eğitmenleri olarak herkese şunu tavsiye ettiler: Samimi olun, insan olun. Oyunculuk yeteneği ancak o zaman parlar. Kenter kardeşler tiyatro kurmuşlar ama hangi oyunla açılış yapacaklar karar verememişler. Okulda sürekli klasik çalışmaktan sıkılmış Müşfik Kenter. Çağdaş bir oyunla başlayalım demiş ama olmamış. Ana kraliçe Hamlet oynayalım demiş ve mecburen provalar başlamış. Oyun daha İstanbul’da gösterilmeden turne teklifleri gelince mutlu olmuşlar. Diyarbakır’da 3 oyun derken yoğun talep üzerine 5 oyun oynamışlar, turne uzamış. Son oyundan sonra kentin valisi, belediye başkanı velhasıl tüm mülki amirler bir resepsiyon vermişler. Tebrikler, alkışlar, iltifatlar… Gece devam ediyorken Diyarbakırlı babacan bir adam Müşfik Kenter’in omuzuna elini atmış ‘‘Bene bağh… Sen çok yaman adamsan. 5 oyun oynadın hepsini seyrettim, helal olsun!” demiş. Müşfik Kenter önce teşekkür etmiş sonra da merakından sormuş ‘‘Tamam, teşekkür ederim ama merak ettim, Hamlet konu olarak biraz ağırdır; oyunu anladın mı?” Babacan amca gülmüş, ‘‘Yahu, bunu anlamayacağh ne var? Bildigin gan davası.”

Yıldız Kenter ve Müşfik Kenter’e saygıyla…

Abone Ol

Yeni sayılarımızdan haberdar olmak için
ücretsiz abone olabilirsiniz.