Büyütmek için ellerinden sıkı sıkı tuttuğum çocukluğum…
Onu büyütmeye çalıştığım yetmezmiş gibi onunla aynı yolda bulduğum tüm çocukları da büyütüyorum.
Öksüz kalmış yanlarına dokunmaya korkuyorum.
Hala tuzdan duvarlar örmüş geçmeyen ağrıları var.
Ben bile iyileştiremiyorum.
Bazen iyi diyor, bazen gurur duyuyorum… Bazen ağlıyor, bazen de iyileşmesi için yalvarıyorum.
Büyüttüğüm her başarılı anda tebrik ediyorum kendimi.
Bıraktığım anda ise her şey olması gerektiği gibi diyerek avutuyorum kendimi.
Bazı çocuklar yaramaz, görüyorum; bazı çocuklar hiç büyüyemeyecek, anlıyorum.
Bazı çocuklar ise gerçekten bu dünyadan değil, göz bebeklerinden okuyorum.
Sonra yine kendime dönüp bir çocuktan olgun gibi davranmasını bekleme, diyorum.
Tam o an içimdeki kendim uyanıyor; surat asıyor, öfkeleniyor, haksızlık etme diyor.
Bazen bir salıncağın soğuk zincirlerini veriyorum o çocuğun ellerine.
Sımsıkı tutup sallanmaya başlıyor.
Ben ağlıyorum, o kahkaha atıyor.
Ben yoruluyorum, o yerinde durmuyor.
Bir beden iki kişiye çok değil mi diyorum?
Biri uysal ve yorgun,
Diğeri çocuk ve binlerce farklı çocuk.
Eksik o kadar çok tarafı var ki aynı anda hepsini dolduramıyorum.
Biraz sevgisi eksik,
Biraz oyuncağı.
Saçları dağınık biraz,
Biraz kalbi kırılmış.
Bayramları şekersiz geçmiş,
Ayakkabıları olmadığı için üzülmüş.
İki bayram aynı elbiseyi giymiş diye utanmış,
Cebinde para olmadığı için silgi alamamış.
Uçurtmasının takılı kaldığı o tel hep hafızasında kalmış,
O siyah beyaz renkteki bisiklet hep en büyük hayali olarak saklanmış.
Ama tüm bunlara rağmen o hala çocuk kalabilmeyi başarmış.
Yorulduğumu belli etmesem de çocuk kalbiyle anlıyor sanki.
Elleriyle sevdiği gözlerimi,
Okşadığı saçlarımı hissediyorum.
Çocuk işte diyorum bazen,
Bazen de hayır büyümüş bir çocuk diyorum.
Kendime söz geçiremediğimden ona kızıyorum,
Öfkelendiğimde ona bağırıyorum.
Üşüdüğümde ona sığınıyorum,
Hem büyütmeye çalışıp hem onunla büyüyorum.
Yolda gördüğüm tüm çocuklara aynı şefkatle yaklaşıyorum.
Bazen aynı yıldızların altında saatlerce dilek tutmayı bekliyoruz,
Bazen pamuk şeker alıp eşit şekilde paylaşıyoruz.
Birbirimize uzattığımız zeytin dalı sayesinde,
Birbirimizi artık eksiklerimizle kabul ediyoruz.