Biliyorsun bu bir veda değil.
Sen daha çok gençsin ve ben daha çocuğum.
Veda değil.
Eğer öyle olsaydı,
Sen gittin diye bastırmazdı bu yağmurlar.
Böyle çamura batmazdı ayaklarım.
Yüzümün yarısına bakınca hiç ağlamazdım.
Ayrıca hiçbir zaman kendime iyi bakmak zorunda kalmazdım.
Fakat artık büyümüyorum ve uzamıyor saçlarım, suçum yok!
Sabah oldu diye uyanmıyorum artık.
Ya da utanmıyorum her sabah oluşundan.
Öyle olsaydı ben çocukları hiç güldüremezdim.
Sırayla tükürmezdik dünyadan aşağı!
Gittin diye değil fakat ben henüz uyandım uykusundan acemi sevmelerin..
Gitmenin en kavgasız olduğu yerde araladım zavallı gözlerimi.
Sen gittin diye değil fakat güneş battı ve bir kadını henüz ağlattılar.
Bir çocuk uyandı sesinden siyah gecenin.
Bir bardak kayıp düştü ellerimden.
Kırılmasaydı senin yolundan yürürdüm, hem de kum gibi dağıldı.
Ben seni karanlıklarda hiç ışıksız da sevebilirdim,
Çok yerimden kırıldım.
Sen gittin diye değil fakat içimde hala sen kalmış gibisin, suçum yok!
Bu bir veda değil fakat ben uyandım.
Korkunç bir ölümün ellerinden kurtulur gibi uyandım.
Çok yıldızlı gecelerin koynunda bir ben deli gibi uyandım.
Sorgusuz sualsiz geçtim yanından sen hiç uyanmadın.
Bu başından beri bir vedaydı sevgilim.
Hoşçakal.