Ölüp gidiyoruz, yalan mı?
Gözlerinin ne manası var o halde…
Ilık bir merminin cefasını çekiyorsan şimdi,
Ne kıymeti kalır ellerimin…
Gidişinden öpsem şimdi seni,
Hatırı kalır mı çarptığın kapının…
İçimde seni çoğaltmanın bir yolunu arayıp duruyorum.
Sevgim senden biraz fazla fakat hayli eksik…
Eylül her mevsim yapıyor bunu,
Eylül onu çok beklediğinde gelir.
Ama sen hiç gitme.
Kırmızı paltonun altında yitik bir hırka daha asılı.
Belki yüz senedir orada.
İçimde seni çoğaltmanın bir yolunu arıyorum onunla.
Hiç kahve içmedim bu sabah.
Perdeleri hiç aralamadım…
Zamanı durdurmanın bir yolunu arıyorum.
Kokun üzerimde hala.
İzin var belki kollarımda belki kemiklerimde belki kanımda.
Bu ömürden bir sen geçtin ve bunu bütün yıldızlar bilir…
Binlerce şarkıyla binlerce anlam yükler miydik,
Kalbinde bir yerlerde olmasaydım?
Bu seni ilk bekleyişim değil.
Fakat son kez darılıyorum sana…
—-
Yanımdasın üstelik.
Yanım bir diğer yanıma ihanet eder mi şimdi?
Yoksa şanslı mıdır bir yanım diğer bir yarım kadar?
Acizim, yoksulum yanında kurumuş bir nehirden beterse yüzüm.
Bir yüzüm vardır sana bakacak ve seninle yaşlanacak.
Bilinmezdir ismin, bu denklemin ortasında bir yerdesin biliyorum.
Beni unut.
Adımı unutma…