Bir oyuncu, rüştünü müzikal performansıyla kanıtlamış olabilir. Komedi yahut dram oyunculuğuyla da… Sahneden inelim; beyaz perdede şöhrete erişmiştir. Güzeldir, bu yüzden tanınmıştır… Ya da televizyon ünlüsüdür… TV dizilerinin aranılan yüzüdür… Uyumludur yahut herkesle arası hoştur… Bu davranışıyla takdir ve saygı kazanmıştır camiasından… Hepsinin ötesinde tiyatro patroniçesidir… Fakat biridir, bilemediniz ikisidir, üçüdür… Hepsini bünyesinde toplayan bir sanatçıya denk geldiniz mi hiç? Bakınız, yoktur demiyorum; denk geldiniz mi diye soruyorum? Bu, pek aşina olmadığımız bir oyuncu profilidir çünkü. “Ender-i nadirat”tandır.
“Peki, bizde bu profile uygun düşecek bir sanatçı var mı?” diye sorduğunuzda tereddüt dahi etmeden, “Var!” cevabını yapıştırırım. Üstelik “Kim?” diye sorulmasına yol vermeden büyük harflerle, “Nevra Serezli…” diyerek…
Her oyuncunun kendine has bir hususiyeti vardır ve bu hususiyet o oyuncuyu öne çıkarır. Eğer hususiyet kelimesi Nevra Serezli için kullanılacaksa mutlaka bir çoğul ekiyle beraber kullanılmalıdır. O, hem müzikal yıldızı, hem kabareci, hem çok beğenilen bir tiyatro aktristi, hem sinemada başrol oyuncusu, hem TV dizilerinin aranan yüzü, hem de hemen herkesle arası iyi olan bir yıldız…
Amerikan Kız Kolejinde amatör tiyatro faaliyetleriyle sahne tozunu yutmaya başlar Nevra Şirvan… 1965-66 sezonunda Dormen Tiyatrosunda sahnelenen Refik Erduran’ın meşhur oyunu Cengizhan’ın Bisikleti’yle profesyonel olur… Artık hem profesyonel bir tiyatrocu hem de Dormen Tiyatrosunun bir personelidir…
Dormen Tiyatrosunda hızla yükselir Nevra Serezli… Dormen Tiyatrosu, tarihine bakıldığında adeta bir yıldız yetiştirme fabrikasıdır… Kimler çıkmamıştır ki içinden: Erol Günaydın, Altan Erbulak, Metin Serezli, Ayfer Feray, Nisa Serezli… Nisa Hanım ve Ayfer Hanım ayrılıp kendi adlarına tiyatro açarlar… Onların boşluğunu dolduracak kadro içinden bir kadın oyuncu arayışına geçildiğinde Haldun Dormen’in aklında Nevra Serezli’den başkası yoktur!
Gittikçe oynadığı rollerin ehemmiyeti artar… Sonra AST’den (Ankara Sanat Tiyatrosu) bir teklif alır. Başrol teklifi! Evet, Durdurun Dünyayı İnecek Var piyesi için. Bir sezon boyunca bu piyesle Ankara seyircisinin karşısına çıkar. İlginç bir deneyimdir bu. Nitekim Dormen Tiyatrosu gibi bir burjuva tiyatrosundan, Ankara Sanat Tiyatrosu gibi sosyalist ideolojiyi savunan bir tiyatroya geçip oynayabilmek bir yetenek hadisesi olduğu kadar bir uyum hadisesidir de… Sonra tekrar Dormen Tiyatrosuna döner…
Nevra Serezli; Ayfer Feray, Nisa Serezli gibi kendi namına tiyatro açmasa da 1968’de evlendiği eşi Metin Serezli ve Altan Erbulak’la Dormen Tiyatrosundan ayrılır. 1971’de de Kocamustafapaşa Çevre Tiyatrosunun kurucuları arasında yer alır. Tek başına patroniçe değildir ama ortaklardan biridir! Bu sayede tiyatro yöneticiliği ile de tanışmış olur…
Bu tiyatroda bir seri oyunda pek tabii başrolleri üstlenir. Beyoğlu, Şişli seyircisinden sonra Suriçi seyircisine de kendini tanıtma imkânı bulur. Tiyatroları kapanır. 1980’de kendisine büyük bir şöhret getirecek Hisseli Harikalar Kumpanyası’yla bu defa Egemen Bostancı yönetimindeki Şan Tiyatrosunda sahne alır… Bir müzikal yıldızı olduğunu bu piyesle kanıtlar…
Piyesler, müzikaller… Devamlı farklı janrlarda kendini dener Nevra Hanım… Devekuşu Kabare Tiyatrosundan teklif gelince de kabul eder pek tabii… Deneme sırası kabareye gelmiştir… Burada Aşk Olsun, Dün-Bugün, Deliler gibi piyeslerde kabareci tarafını Türk seyircisine duyurur… Hatta Dün-Bugün piyesinde Ermeni diyalektini taklit ederek kanto bile okur.
90’lı yıllarda yeniden Dormen Tiyatrosunda boy gösterir… Dormen Tiyatrosunun en meşhur oyunu sayılan Şahane Züğürtler’de Haldun Dormen ile başrolü oynar. Dormen Tiyatrosu kapandıktan sonra bir süre tiyatroya ara verir. Sonra Gencay Gürün’ün Tiyatro İstanbul’unda Cihan Ünal’la beraber Altı Haftada Altı Dans Dersi oyunuyla sahne alır. Oyun gene seyircinin teveccühüyle karşılaşır.
Bu piyesten sonra tiyatroya epey bir süre ara veren Nevra Hanım, 2020’de Nedim Saban’ın Tiyatrokaresinde, Ağaçlar Ayakta Ölür piyesiyle sahnelere tekrar merhaba der. Bu piyesle hâlâ sahnelerdedir.
Tiyatro kariyerini sürdürürken bir yandan sinemada da arzıendam eder. Bilhassa Kemal Sunal’la başrolde oynadığı filmlerle zihinlerde yer edinir. Zübük, Atla Gel Şaban, Şen Dul Şaban hafızalarda en fazla kalanlarıdır.
Yakın dönemde, Kocan Kadar Konuş film serisinde görünmüş, gene beğeniyle karşılanmıştır.
Sinemada ve tiyatroda yakaladığı bu yoğun tempo, Nevra Serezli’nin televizyon dizilerinde rol almasına mani olmaz. Özellikle Sihirli Annem ve Altın Kızlar dizileriyle televizyon seyircisinin gönlünde de taht kurar…
Ve bugüne geldiğimizde, ancak özetinin özetini nakledebildiğim kariyerine baktığımızda, yediden yetmişe herkesin en az bir tarafıyla sahiplendiği bir Nevra Serezli gördüğümüz aşikârdır. Bu kadar farklı fikirden kişinin ve topluluğun sevgisine mazhar olmak takdir edersiniz ki hiç de kolay değildir. Nevra Serezli ise ismi kolaylıkla anılabilecek bir sanatçı hiç değildir…
Erdem Beliğ Zaman