İnandım hep,
İnanırım.
Kuşların sabrı kadar olsaydı sabrımız,
İyi severdik,
Güzel severdik.
Hatta aynı yollarda yürür,
Aynı şarkıyı tekrar söyler,
Ve gökyüzünde dans ederdik.
Uzakları yakın kılabilseydik eğer,
Tanrıyı bile yanıltır,
Şeytana pabucunu ters giydirirdik.
Cennetin kapısı açılır,
Cehennem ise kıskanırdı bizi.
Bahçemizdeki çiçekler bile büyürdü.
Kimi yeryüzünün varlığına inanır,
Nefes almayı gerçekten yaşamak sayardı.
Evimizin son mumu hiç sönmez,
O alev hiç üşümezdi.
Ve hiçbir ayaz sert geçmezdi bizim için.
Kelebekler konardı gündüzümüze.
Gecelerimizi sarardı yıldızlar.
Eğer az daha bekleyebilseydik,
Yeşerecekti barışa yama vuran zeytin dallarımız.
Ve her mevsim Akdeniz.
Çocuk sofralarındaki neşe ile dolacaktı yüreğimiz.
Dedikodu olup dolanacaktık sokağımızdaki teyzelerin diline.
Oh bir de havamız olacaktı hatta.
Sarılarak, sevişerek yıkacaktık bütün genel-geçer kuralları.
Ve biraz daha sabretseydik,
Yaşayacaktık yaşamaya dair bütün arzuları.
Biraz daha olsaydı sabrımız,
Aynı uğurda yaslanarak yaşlanacaktık.
Metin BİRCAN