Sıcak Kişiliği Beyazperdeden Akseder
Onu ilk kez Amerika’dan döndüğüm günlerde, Muhsin Ertuğrul yönetimindeki Küçük Sahne’nin kulisinde görmüştüm. Türkiye’ye dönmeden hakkında çok şey duymuş, olağanüstü yetenekli bir komedyen olarak anlatılan bu genç sanatçıyı çok merak etmiştim.
İlk tanıştığımız gün, “Hakkınızda çok şey duydum,” diye söze başladım. Gözümün içine baka baka, “Biz de sizin hakkınızda çok şey duyduk,” diye yanıt verdi. Aynı gece onu Dünkü Çocuk komedisinde büyük oyuncu Heyecan Başaran’ın karşısındaki rollerden birini oynarken izledim ve ona hayran oldum. Gerçekten mükemmel bir komedyendi. Komik değildi, kelimenin tam anlamıyla kusursuz bir komedyendi. Üstelik yakıp şıklıydı da… “Bu oyuncu dünya çapında ün kazanır,” diye düşünmekten kendimi alamadım. Hiç kuşkum yok kazanırdı da, altmışlı yıllarda bazı gençlerin kendilerine hayat felsefesi edindikleri ‘hızlı yaşa’ sloganını o da benimsemeseydi… Tiyatroda harikalar yaratacağı yıllarda bir hayli yavaşladı. Kendi kendine seçtiği bir yoldu bu. Buna rağmen, Ertem Eğilmez’in unutulmaz aile filmlerinde oynaması onun olağanüstü yeteneklerini tiyatronun dışına taşıdı ve bütün Türkiye’de bir efsane haline gelmesini sağladı. Sıcak kişiliği beyaz perdeden seyirciye hemen aksedebilen Özkul’un özellikle Adile Naşit’le yarattığı unutulamaz ikili, bizleri güldürürken kalbimizin derinliklerine kadar seslenip bizi hüzünlen, diren, gözlerimizi yaşartan anlar yarattı. Hiç kuşku yok ki Münir Özkul efsanesi filmlerin her gösteriminde biraz daha güçleniyor.
Kendi çelmelerine rağmen, Münir Özkul, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en önemli sanatçılarından biridir. Ne mutlu bizlere ve bizlerden sonrakilere ki filmleriyle sonsuza dek yaşayacaktır.