AYLAK DERGİ

MÜNİR ÖZKUL

     15 Ağustos 1925 tarihinde İstanbul’un Bakırköy semtinde, eski Osmanlı paşalarından birinin torunu olarak dünyaya gelir. Küçük yaşlarda tiyatroya merak sarmış olan değerli ustamız Özkul, İstanbul Erkek Lisesi’ndeki eğitimini tamamladıktan sonra oyuncu olmaya karar verir.  Sanat hayatına 1939 yılında henüz lise öğrencisiyken Bakırköy Halkevi’nde tiyatro ile başlar. İlk amatör sahne deneyimlerini burada 1940 yılında gerçekleştirir.

     1948’de Ses Tiyatrosu’nda sahnelenen “Aşk Köprüsü” oyunuyla profesyonel oyunculuk hayatı başlar. Daha sonra Muhsin Ertuğrul’un yönetimindeki Küçük Sahne’ye geçer. Küçük Sahne, genç oyuncu Münir Özkul’un kariyerinin yükselişinde bir dönüm noktası olur. Yönetmenliğini Muhsin Ertuğrul’un yaptığı, Özkul’un da rol aldığı John Steinbeck’ten Fareler ve İnsanlar (1951) isimli oyun sahnelenir.  Usta oyuncunun yeteneği, Muhsin Ertuğrul’un gözünden kaçmaz. Küçük Sahne’de ayrıca “Yarış”, “On ikinci Gece” “Aşağıdan Yukarı” ve “Karışık İş” gibi başarılı oyunlarda da yer alır.

     John Millington Synge’den Babayiğit, 1953 yılında Muhsin Ertuğrul’un yönettiği “Halıcı Kız” filminde yer aldıktan sonra kariyerinin önü iyice açılır.  Aynı yıl, fantastik bir komedi olan ve senaryosu yine İhsan İpekçi ile Nazım Hikmet tarafından yazılan “Balıkçı Güzeli/1002. Gece” ve ardından George Axelrod’dan Yaz Bekarı (1954), John Patrick’ten Çayhane (1955) gibi oyunlarda oynar. 1956’da çekilen “Kalbimin Şarkısı” adlı duygusal film ile karakter oyunculuğuna doğru yönelişe geçer.  “Miras Uğrunda” ve Zeki Müren’in başrolünü oynadığı “Altın Kafes” ile oyunculuk gücünü ortaya koyarak; dram, duygusal, komedi gibi farklı türlerde her kalıba girebilen bir oyuncu olduğu kanısını pekiştirmeye başlar. Sinema çalışmalarının yanı sıra, gönül verdiği tiyatro sahnelerini de bırakmayan Özkul, 1957 yılında Devlet Tiyatroları’na dahil olur.

     1960 yılında arkadaşlarının isteği doğrultusunda Aksaray Bulvar Tiyatrosu’nu kurar ve oyunlar sergilemeye başlar.1962’de Aksaray Bulvar Tiyatrosu, Münir Özkul Tiyatrosu adını alır.

Orta oyunun simgesi haline gelmiş Kel Hasan Efendi’nin kavuğunun o yılki sahibi İsmail Dümbüllü, 1968 yılında kavuğu Münir Özkul’a devreder. Ve böylesine güzel bir gelenek günümüze kadar ulaşır.

     1969’da Haldun Taner ile Bizim Tiyatro’yu kurar. Aynı yıl Bizim Tiyatro tarafından sahnelenen Taner’in “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı” adlı oyununda Tomas Fasulyeciyan tiplemesiyle büyük başarı elde eder.

     1978’de yeniden Şehir Tiyatroları’na döner. 1983-84’te, daha önce kendi topluluğunda (1961) sahneye konan ve büyük ilgi gören, Jean Anouilh’in “Generalin Aşkı” oyunuyla Levent Kırca Tiyatrosu’nda sahne alır. 1988’lerin ortalarında Ferhan Şensoy’un Ortaoyuncular Topluluğu’na katılır, aralarında “İstanbul’u Satıyorum” un da yer aldığı dört oyunda rol aldıktan sonra sahnelere veda eder.

     Özkul 1968’de Altan Karındaş Topluluğu’nda oynanan Sadık Şendil’in Kanlı Nigâr oyunundaki rolüyle İlhan İskender Armağanı’nı kazanır. Bu başarısı üzerine İsmail Dümbüllü, Kel Hasan Efendi’den devraldığı 50 yıllık simgesel kavuğu Özkul’a verir. (Özkul bu kavuğu 1989’da Ferhan Şensoy’a devreder). Özkul 1950’lerden itibaren sinemada da rol almaya başlamıştır. İlk dönem filmlerinden dikkat çekenleri Edi ile Büdü, Balıkçı Güzeli ve Kalbimin Şarkısı’dır. 1965’ten sonra sinemada canlandırdığı karakterlerle övgü toplar.

1970’li yıllarda, kalabalık kadrolu ve genellikle Ertem Eğilmez’in yönettiği filmlerde önemli roller alır. En bilinen rollerinden biri, adeta onunla özdeşleşmiş olan, Hababam Sınıfı serisindeki Özel Çamlıca Lisesi’nin tatlı sert müdür yardımcısı “Kel Mahmut” karakteri olur. Özkul’un kadrosunda yer aldığı bu dönemde çekilen kalabalık kadrolu aile filmlerinden bazıları Mavi Boncuk, Bizim Aile, Aile Şerefi, Gülen Gözler, Neşeli Günler, Gırgıriye ve Görgüsüzler olarak sayılabilir. Bu filmlerin büyük kısmında Adile Naşit’le beraber, Türk     Sineması’nın unutulmaz ikililerinden birini oluşturmuştur.Daha önce de oynadığı Haldun Taner’in Sersem Kocanın Kurnaz Karısı (1978) oyunundaki rolüyle Avni Dilligil (1978), Ulvi Uraz (1979), İsmet Küntay (1979) ve İsmail Dümbüllü (1980) ödüllerini kazanır. 1980 sonrası ise dönemin akımı olan video için çekilen pek çok filmde rol almıştır.

     Türk tiyatro ve sinema tarihine damgasını vurmuş en önemli isimlerden biridir Münir Özkul. Türk sinema tarihinde özellikle karakter oyunculuğunda önde gösterilen isimler arasında yer alır.

     Kariyeri boyunca 200’den fazla filmde rol alan Özkul, Sev Kardeşim filmindeki oyunuyla 1972 Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Erkek Karakter Oyuncu” ödülünü kazanır. “Bizim Aile” filminde canlandırdığı “Yaşar Usta” rolüyle de 1977 Azerbaycan Film Festivali’nde özel ödül kazanır.  “Süt Kardeşler” filminde yönetmen yardımcılığı da yapmıştır.

     Tarık Buğra’nın romanından televizyona aktarılan ve Naşit Özcan’ın yaşam öyküsünden bir kesiti canlandıran “İbiş’in Rüyası”nda canlandırdığı İbiş karakteri de unutulmazlar arasındadır. Televizyon dizilerinin yaygınlaşmaya başladığı 90’lı yıllarda dizi oyunculuğundan uzak dursa da Uzaylı Zekiye, Ana Kuzusu ve Şaban ile Şirin gibi dizilerde rol alır. Son olarak 2000’li yılların başında, Hamdi Alkan’ın canlandırdığı “Yarmagül” karakterinin dedesini oynadığı Reyting Hamdi televizyon programında kamera karşısına geçer.

     1980’de yapılan bir jübileyle 40. sanat yılı, 1996 yılında da Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen gecede 55. sanat yılı kutlanır. 1998 yılında Kültür Bakanlığı tarafından Münir Özkul’a “devlet sanatçısı” unvanı verilir.

     Dört kez evlenmiştir.  İlk evliliğini Şadan Hanım ile olmuş ve iki çocukları dünyaya gelmiştir. İkinci evliliğini Suna Selen yapmıştır. Bu birlikteliklerinden oyuncu ve sunucu olan Güner Özkul isimli kızları olur. Üçüncü evliliği Yaşar Hanım’la olur. Dördüncü ve son evliliğini 1978 yılında tanıştığı 1986 yılına kadar nişanlı olarak kaldığı Umman Özkul ile yapmıştır.

1 Nisan 1996’da Atatürk Kültür Merkezi’nde Münir Özkul için düzenlenen veda töreninde, jübilesini yaparak tiyatro sahnelerine veda eder. Gecenin sonunda Münir Özkul sahneye gelir ve artık onunla özdeşleşmiş tiradı okur.

     “Aktör dediğin nedir ki? Oynarken varızdır. Yok olunca da sesimiz bu hoş kubbede bir hoş seda olarak kalır. (…) Artık kendimiz yoğuz. Seyircilerimiz de kalmadı. Ama repliklerimiz fısıldaşır durur sabaha kadar. Gün ağarır, temizleyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır. Perdeee!”

     2015 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Yönetmeliği kapsamında, sinema alanında da ödüllendirilir.

     Uzun yıllar KOAH ve DEMANS hastalığı ile mücadele eden Münir Özkul, 5 Ocak 2018 tarihinde İstanbul’da evinde 93 yaşında bizleri öksüz bırakırken, birlikte oyunlar oynadığı değerli arkadaşlarına kavuşur. Ardında Türk Tiyatrosu ve Türk Sineması’na gönül veren gençlere örnek olacak, yol gösterecek ölümsüz oyunculuğu kalır.

ÖZDEN ATASAGUN ÇELİK

Abone Ol

Yeni sayılarımızdan haberdar olmak için
ücretsiz abone olabilirsiniz.