Hafızamız sürekli bize oyun kurar. Unutturur, şüpheye düşürür, hayal ve gerçek arasındaki ince çizgiyi görünmez kılar. Oysa, kural koyucu her zaman biziz! Hafızamız, galip gelemeyeceği bir oyunun içindedir. En büyük kozumuz ise yazarak hatırlamak…
Evet, Artık hayatımı çöp kutusuna taşınmak ve zaman aşımına uğradıktan sonra çöp kutusunu boşaltmak döngüsünden kurtarıyorum! En azından sağlam bir dergi satırlarında, en sevdiğim alana, basit ama heyecan verici bir giriş yaparak adım atıyorum. Burası sıradan bir seyircinin seyir defteri… Sıradanlıkları güzelleştirmeye hoş geldiniz!
Burada izleyip, hafızamı sağlam bir yenilgiye uğratarak unutmadığım sahnelere yer vereceğim. Sahne dediğim şey kimi zaman mecazi kimi zaman gerçekçi olabilir. Bugün gerçek bir sahnenin konuğuyuz.
SENEYE BUGÜN – DEVLET TİYATROLARI
“Seneye Bugün” İstanbul Devlet Tiyatroları’nın iki sezondur seyirciyle buluşturduğu oyunlardan biri… Celal Kadri Kınoğlu ve Gerçek Alnıaçık’ın başrolü paylaştığı bu romantik komedide, tesadüfen yolları kesişen Goeorge ve Doris’in hikayesini izliyoruz.
George; orta yaşlı, evli ve 2 çocuk babası bir muhasebecidir. Rutin hayatının bir düğümü olarak çıktığı iş ziyaretlerinden birinde tesadüfen genç, güzel ve hayat dolu Doris’i tanır. Doris ve Gorge birbirlerine aşık olurlar. Bu aşk onları her yıl bir defa tanıştıkları otel odasında buluşturur.
İlk olarak en hatırda kalan detayla başlamalıyım ki; hikayenin ahengi seyircinin oyundan bir an bile kopmamasını sağlıyor. Üstelik bunu başarmanın çok zor olduğu bir senaryoya sahipken… Oyun 1950 – 1970’li yıllar arasında geçiyor ve zaman kavramı sürekli olarak değişiyor. Buna karşı, mekan değişikliği yok. Her yıl aynı otel odası…
Çok fazla sahnenin değiştiği, sürekli zaman atlayan oyunlarda kopukluk en olası eleştiridir. Ancak, bu oyun tam aksi şekilde müthiş bir ahenk ile ilerliyor. Bu ahengin ince elenip sık dokunan detaylarla sağlandığı kanaatindeyim. Sizi bir anda dünyasına alan şık dekor, sahne aralarında ritme kapılacağınız besteler, dönemin sosyolojik süreçlerini de yansıtan kostümlerle yalnıza bir romantik komedi izlemiyor; toplumsal olayların insanları nasıl değiştirebileceğini de gözlemleyebiliyorsunuz. Zamanın, yaş almanın, acı çekmenin, başarılı olmanın veya başarısızlıkla sınanmanın yolunu yürüyorsunuz.
Celal Kadri Kınoğlu’nun en vurucu meziyeti seyirci ile kurduğu bağ… Seyirciye taş atmasını o kadar iyi biliyor ki; bu doğallık ve samimiyet komedi oyunlarına olumlu yansıyor. Doris rolüne hayat veren Gerçek Alnıaçık bu samimiyete ayak uydurabilen uyumlu bir partner. Kısacası uyum oyunun tamamına tesir etmiş durumda. Karakterlerin konumu çok bıçak sırtı olmasına rağmen, isteseniz de onları aldatmakla suçlayamıyorsunuz. Kendini sevdirmeyi bilen iki oyuncuyla rastlaşıyorsunuz diyebilirim.
Seneye Bugün’ün; mizah yönü güçlü, keyifli ve akıcı bir aşk hikayesi arayanlar; dönem işlerini sevenler ve insanların yaşadıkları üzerine değişimlerine tanıklık etmek isteyenler için sağlam bir yeri var. Şunu itiraf etmeliyim ki; Celal Kadri Kınoğlu enerjisini alkışlamaya değer…
İLAYDA BUSE UYAR