-Güzel Kadın Çirkin Adamın Dudağından Da Öpecek Miydi?-
Birkaç gündür parktaki çimenler gözüme daha yeşil daha çok görünüyor. Sanki dünyadaki bütün çocuklar yayımladıkları bir kararnameyle gözyaşlarını bırakmış, üzerlerine gülümseyişlerini almışlar gibi. Nedense borçlarım olmasına rağmen içimde bir ümit var. Sanki her şey daha canlı daha parlak gibi. Bütün bunların nedenini sorgularken birini sevdiğim aklıma geldi. Sanırım onun etkisi bütün bunlar. Senelerdir canımı alsın, diye yalvardığım Allah’a son zamanlarda “bu yaşam mevzusunu biraz daha uzatabilir miyiz” diye dua ederken buluyorum kendimi. Demek ki insan insanın hayatını istese uzatabiliyor fakat dünyada bu tam tersi işliyor. Bu kadına neden bu kadar vuruldum acaba? Hiç de aklımda yoktu böyle bir mevzu. Demek ki aşık olmak benim elimde değilmiş. Onca derdin tasanın üstüne bir de sevda işleri çıktı başıma. Aşk her zaman kaçınılmaz sonum mu olacak benim? Halbuki daha altı sene önce “Bir daha aşık olursam gün yüzü görmeyeyim” demiştim fakat tam tersi oldu. Aşık olunca günler daha da tatlı daha da vazgeçilmez oldu. Yoksa Allah beni sevmeye mi başladı? Yine de ne gereği vardı şimdi aşkın meşkin. Her şeyin bir sonu olduğu gibi bunun da bir sonu olacak biliyorum. İnsan bir gün terkedileceğini göze alıyor, yine de aşık oluyor. Bu zamana kadar hiçbir şeyi istemediğim kadar çok istiyorum onu. Bebek gibi kokan avuçlarının içini, narenciye kokan boynunu öpmek, ona sımsıkı sarılmak istiyorum. Onunla terlemek hatta bir sigara içmek belki sonra en sonunda kafamıza sıkarız. Güzel kadın çirkin adamın yanağına bir buse kondurmuştu. Peki güzel kadın, çirkin adamın dudağından da öpecek miydi? Beni seviyor gibi fakat her an başka biriyle de öpüşecekmiş gibi. Onun da beni sevdiğine emin olduktan sonra ona aşık olsaydım, hayat bundan sonrası için daha güzel olabilirdi hatta işte o zaman emin bir şekilde “Allah da beni seviyor” diyebilirdim. Şimdi yapabileceklerim; bu güzel kadını şiirlerimle tavlamak ve Allah’a onun da beni sevmesi için yalvarmak.