Bazen çok konuşmak hiçbir şey anlatmamak içindir.
Bazen bir iki kelime söylemek için önce çok uzun bir süre susmak gerekir.
Bugün güneşin doğuşuyla uykuya daldım ve mis gibi bir gece yarısına uyandım.
Yatağından tersinden kalktım, gevrekli sütle beraber kahveli bir şeker içtim.
Eteğimi üzerime giydim, tokamı yakama taktım, rujumu kirpiklerime sürüp çıktım evden.
Az kalsın çöpleri içeri almayı unutuyordum.
Canım benim bunda ne terslik var?
Bu sabah metro istasyonu ne kadar kalabalıktı bilsen.
Ne kadar yakınındaydım insanların ve ne kadar uzaktım onlara.
Adını bile sormayacağım biriyle içinde bulunduğumuz düzeni eleştirmek için ortaya atacağım fitilin, her an küçük çaplı bir kaos yaratacağının hayalini kurduysam da kimseyle muhatap olmadım.
Bir merhabayı çok gördüm yanıma oturanlardan ya da kalkıp gidenlerden bir selamı.
Yine de başımı dik tuttum, bir selamı karşılamanın umuduyla.
Ben kendimin bile tam tersiyim diye düşündüm eve dönene kadar.
Üstelik eve dönmenin ne demek olduğu hakkında da hiçbir fikrim yoktu artık.
İlk durakta indim ve tersine yürüdüm bir sokağın.
Ellerinde fiyakalı kahve bardaklarıyla “Kahrolsun emperyalizm!” diye bağırdı bir grup.
Yüksek sesle güldüm içimden.
Canım ne terslik var bunda, jean pantolon giyemez mi devrimciler?
“Heeyyy! Buranın çıkış kapısı yok mu içeri gireceğim.” dedim.
“İçeri buyurun, bu taraftan!” dediler, çıktım.
Epey yürüdüm ama hiç yol kat edemedim.
Sanki asfalt, koşu bandı olmuştu seni görünce.
Seni görünce dünyada nadir bulunan çiçekler gibi kibirleniyordum.
Kibirlenmek için önce utanmanın ne demek olduğunu bilmek gerekir.
Biraz kamburum diye kırık bir itibarı kendime layık göremez miyim?
Tersinden bakamaz mıyım aynaya ya da ağlamaktan başlayamaz mıyım gülmeye?
Siz merdivenleri üçer beşer inmediniz mi sanki?
Ayağım takılır da düşerim korkusuyla bir adım bile atamayanlardansanız sizde de bir terslik var demektir.
Aramak içindir kaybetmek, yorulmak dinlenmek içindir.
Seni herkese anlatmam için hiç kimseyle konuşmamam gerekir.
Metro istasyonları insanlar biraz olsun yalnız kalabilsin diye kalabalıktır.
Bu dünya, hayatı tam tersinden yaşamak içindir.