Evet biz,
Normalleştirdik her şeyi
Gülmemek normalleşmiş,
Başkaldırmamak, boyun eğmek.
Sevdiğimiz renkler yok artık
Su gibi aziz değil kimse
Adalet denen şey bir isim sadece.
İnsanlık onuru ayaklar altında,
Tanrının var ettikleri yakılıyor.
Doğa en kaba dayaklarla dövülüyor,
İnsanlar, çocuklar ve bebekler.
Dünya baş aşağı edilmiş.
Bir yerde her türden canlılar öldürülüyor,
Ve yanı başındakiler susuyor çoğu kez,
Beyinlerimize işlenmiş bir sorgusuzlukla yargılıyoruz.
Susuyoruz kadehlerimize bulaşmış bir kinle.
Çürüyoruz haberimiz yok,
Oysa canımıza dokunsa bir can dünyayı ayağa kaldırırız,
Canlarına dokunduğunda aynı can sessizliğe bürünüyoruz.
İnsan olmak nedir kaçımız biliyoruz?
Kaçımız onurumuzu sorgulayabiliriz?
Anlamıyoruz, anlaşılamıyoruz.
Ne bereketli kadınlar vardı yeryüzünde binlerce çocuk doğuran,
Ne çocuklar vardı dünyaya sevgi saçan.
Öldürdük yüzlerine inmiş sevgi sellerini,
Ve bakışlarında boğduk dünyaya bakan hayallerini.
Oysa birkaç güzel gün yaşayıp, birkaç güzel insan sevecektik.
Ötesi ve berisi yoktu.
Bombalara olan sessizliğimiz insanlara olan sessizliğimizden daha çok
Nefesimiz kabul etmiş çürümemizi.
Parmak uçlarımıza işlemiş sessizlik,
Bize dokunmayan yılanı ne çok benimsemiş.
Masmavi gökyüzü hepimizin değil artık
Ve yaşamak bazıları için ölümden bir fazla olmaktan çıktı.
Bir çoğumuza göre bin, elli bin, yüz bin ÖLEN İNSAN bir sayıdan ibaret olmuş.
Sahi: Onurumuz, Vicdanımız, İnsanlığımız siz nereye gittiniz?